| Onun bağışlayıcılığını kabul edip ikinci bir şansa sahip olabilirim. | Open Subtitles | أن بإمكاني قبول مغفرته، والحصول على فرصة ثانية. |
| Bay Garnett. Hayatta ikinci bir şansa sahip oldunuz. | Open Subtitles | سيد غارنيت, لقد تم تقديم فرصة ثانية لك لكي تحيا. |
| İkinci bir şansa ihtiyaç duymak nedir, bilirim. | Open Subtitles | لأني أعرف ماذا يعني أن تكون في حاجة إلى فرصة ثانية. |
| Bazen insanların ikinci bir şansa ihtiyacı vardır. | Open Subtitles | بعض الأحيان يحتاج الناس إلى فرصة ثانية |
| Herkesin ikinci bir şansa sahip olması, | Open Subtitles | أن الجميع لابد أن يحصل على فرصة ثانية |
| Senin sayende ikinci bir şansa kavuştum. | Open Subtitles | بفضلك، حصلت على فرصة ثانية |
| Ama ikinci bir şansa sahip olduk. | Open Subtitles | لكننا نملك فرصة ثانية |
| Ve ben de ikinci bir şansa hayır diyemem. | Open Subtitles | ولا يمكنني رفض فرصة ثانية |
| Ve ikinci bir şansa hayır diyemem. | Open Subtitles | ولا يمكنني رفض فرصة ثانية |
| Hepimizin ikinci bir şansa ihtiyacı var. | Open Subtitles | كل ما نحتاجه هو فرصة ثانية |
| İkinci bir şansa hakkımız var. | Open Subtitles | نحن يحق لنا فرصة ثانية. |
| Kim böyle ikinci bir şansa sahip olur | Open Subtitles | من يحصل على فرصة ثانية كهذه |
| İkinci bir şansa. | Open Subtitles | فرصة ثانية |