"ikna etmen" - Translation from Turkish to Arabic

• تقنع
• تقنعني
• لإقناعي
• لاقناعه
• أن تحضرني
• تُقنعها

Bu yüzden herkesi paradan nefret etmeleri için ikna etmen gerekecek.
لذا فيجب أن تقنع الأخرين جميعا أن يبدأوا فى كره المال

Aslanın odada olmadığına kendini ikna etmen gerek.
لابد أن تقنع ذاتك بأن الأسد ليس في الغرفة برفقتك.

Rütbelinin biri, halk önüne çıkmaya beni ikna etmen için seni göndermiş.
... الرئيس أرسلك إلى هنا ... لكي تقنعني بأنّي البطل المنشود . من أجل حربهم الحقيرة

Senin için neden yatırım yapmam konusunda senin beni ikna etmen gerek.
عليك أن تقنعني حول سبب إستثماري لك.

Bu da senin o kişi olduğuna beni ikna etmen için beş dakikan var demektir.
مما يعني أن لديك خمس دقائق لإقناعي أنك المساعدة المناسبة

İkna etmen gereken yalnız ben değilim.
لست الوحيد الذي تحتاج لاقناعه

"...senin beni ikna etmen gerekiyor"
سواء قلت نعم أو لا" " يجب أن تحضرني إلى هنا."

Onu senin ikna etmen en doğrusu.
سيكون من المستحسن ان تُقنعها .

Sana insanlarını ikna etmen için bir saat veriyorum.
حسنٌ. سأمنحك ساعة حتي تقنع قومك بان يتنحوا عن طريقنا.

Betty beni dinlemiyor. Art'ı vazgeçmesi için ikna etmen gerekiyor.
‫ (بيتي) لا تستمع لي ‫عليك أن تقنع (ارت) بالغائه

Bunu halletmek istiyorsan, senin işin karını daha önce seks yapmadığınıza ve hâkimin karşısına çıkmakta kararlı olduğuna ikna etmen gerek.
لو أردت ان تسوي هذا حقاً فعملك... هو ان تقنع زوجتك أنك تنوي الذهاب أمام القاضي و تعترف أنك لم تمارس الجنس معها

Önce gazeteyi flash disk'teki bilgileri basmaya ikna etmen gerek.
-لا , ليس بعد الأول يجب ان تقنع صحيفتك بنشر المعلومات

Onlardan birini ikna etmen lazim.
وكل ما عليك فعله هو أن تقنع أحدهم

Kadınları ikna etmen gerekir.
يجب أن تقنع المرأة

Beni imzalamamda ikna etmen gerekmiyor mu?
اليس عليك بان تقنعني بان اوافق؟

Underwood Samson şirketine ait olduğuna beni ikna etmen işin 20 dakikan var.
لديك 20 دقيقة لكيّ تقنعني بأنك تنتمي لشركة (أندروود سامسون)

ikna etmen gereken kişi ben değilim.
-لستُ الشخص الذي يجب أن تقنعني بذلك

Şimdi beni ikna etmen lazım.
عليك أن تقنعني الآن

Yanılıyorsam, beni buna ikna etmen gerekecek.
أحتاجك لإقناعي أننى مخطئ

İkna etmen gereken kişi ben değilim.
أنت لست بحاجةٍ لإقناعي

Bak Brick, patates seviyorum ama ikna etmen gereken kişi ben değilim.
أنا أحب البطاطا الحلوة) لكني لست من يجب أن تُقنعها