| Alması gereken ilaçlar var. Sana anlatmam gerekecek. | Open Subtitles | هناك أدوية يجب القيام بها يجب أن أريكِ الطريقة |
| Sırtınız için yanma önleyici ilaçlar var, keşke kullansaydınız. | Open Subtitles | هناك أدوية معاداة تحريضية أنت إعتبرَ ظهرَكَ. |
| Durumu stabil hale geldikten sonra deneyebileceğimiz yeni ilaçlar var. Böylece kafasındaki karmaşık düşüncelerden kurtulup iletişim kurabilir. | Open Subtitles | بعد أن تستقر حالها ، هناك أدوية جديدة سنجربها بأمل أن تُوقف الأفكار المشوشة |
| Kesin olarak bilemeyiz tabii ama notlarındaki ve sosyal aktivitelerindeki bu ani artışa açıklama getirebilecek dikkat ve performansı artırıcı ilaçlar var. | Open Subtitles | حسنًا، لا يمكننا التأكد ولكن هناك مخدرات معينة لزيادة التركيز.. وتحسين الأداء يمكن أن تضع في الاعتبار نظرًا لمسارات درجاته ونشاطه الاجتماعي |
| Geçirmek için kullanabileceğin ilaçlar var. | Open Subtitles | هنالك أدوية يمكنُك استعمالها لتخفيها. |
| Senin gibiler için ilaçlar var. | Open Subtitles | يوجد دواء لمعالجة هوسك الجنسي |
| Bunun için ilaçlar var. | Open Subtitles | حسنا, هذا مجرد غباء. لديهم علاج لهذا المرض. |
| Kullanmayı düşündüğümüz deneme aşamasında ilaçlar var. | Open Subtitles | هناك أدوية ستحقق ما ننوي أن نستعمله |
| Kullanmayı düşündüğümüz deneme aşamasında ilaçlar var. | Open Subtitles | هناك أدوية ستحقق ما ننوي أن نستعمله |
| Hazırlamam gereken ilaçlar var. | Open Subtitles | هناك أدوية يجب أن أستعد. |
| - Hazırlamam gereken ilaçlar var. | Open Subtitles | هناك أدوية يجب أن أستعد. |
| Örnek olarak, davranışları değiştiren ilaçlar var. | Open Subtitles | مثلاً، هناك مخدرات للتهذيب. |
| Deneysel ilaçlar var. | Open Subtitles | هنالك أدوية تجريبية |
| - Hastanede bunu düzeltebilecek bazı ilaçlar var. | Open Subtitles | يوجد دواء سيصلح ذلك |
| Onun için artık ilaçlar var. | Open Subtitles | لديهم علاج لهذا الآن |