| Beş gün önce ulusal televizyonda ağlamasını izleyen her insan ile değil. | Open Subtitles | ليس مع كل شخص في أمريكا الذي شاهده .يبكي على التلفزيون الوطني منذ 5 أيام |
| Evet, sana taşın dedim ama büyük garip meme uçlu Putin ile değil | Open Subtitles | أجل، طلبتُ منك الإنتقال معي، لكن ليس مع رسمة كبيرة غريبة. |
| Hollanda yan şirketi ile değil | Open Subtitles | انه ليس مع الشركات الفرعية بالمانيا. |
| Şu anda benimle konuşuyorsun Amerikan Hükümeti ile değil. | Open Subtitles | أنتَ تتكلم معي حالياً وليس مع حكومة الولايات المتحدة |
| Bunu yapamayacağımızı söylemiştim, bekleyen bir dava ile değil. | Open Subtitles | قلت لك أننا لا نستطيع أن نفعل ذلك، وليس مع دعوى قضائية معلقة. |
| Boşluk ile mücadele et, adam ile değil. | Open Subtitles | أنت تقاتل مع الفضاء و لست تقاتل مع الرجل |
| Hayır, Jason ile değil. Bu Çad, DJ, gerçekten ilgi değilim ile | Open Subtitles | لا انه ليس مع (جايسن) ، انه مع (تشاد ) منسق الأغانى |
| O gün telefonda Kim Soo-jin ile konuşmuşsun, Memur Seo ile değil. | Open Subtitles | أنتَ تحدّثت مع (كيم سو جين) عبر الهاتف ليس مع المحقق (سيو). |
| Ama Chaudron ile değil, olaydan birkaç ay önce Louvre Müzesinde çalışan Perugia adında fakir bir İtalyan marangoz ile. | Open Subtitles | ليس مع (شادرو) و لكن مع رجل إيطالي (نجار فقير يدعى (بيروجيا و الذي كان قبل أشهر قليلة من السرقة |
| Çünkü oradaydım ama Barlow ile değil. | Open Subtitles | لأننى كنت هناك لكن ليس مع بارلو |
| Kız kardeşimle belki ama Bayan Blamey ile değil. | Open Subtitles | مع اختي؟ ربما .لكن ليس مع عشيقة بلايمي |
| Sıradan bir politikacı ile değil. | Open Subtitles | ليس مع بعض السياسيين العاديين. |
| Ruth ve küçük Sam ile değil. | Open Subtitles | ليس مع روث وسام قليلا. |
| Evet görebiliyorum ama Karen Bhave ile değil. | Open Subtitles | نعم, أستطيع أن أراه يحدث فقط ليس مع (كارين بيهيف) |
| Belli ki Admiral ile değil fakat bunu bir şekilde izlemenin bizim için yanlış olacağını sanmıyorum | Open Subtitles | ، (من الواضح ليس مع (أدميرال لكن لا أعتقد انه سيكون من الخطأ أن نحققه بطريقةٍ ما |
| Dr. Frankenheimer ile değil. | Open Subtitles | ليس مع الدكتور فرانكنهامر. |
| Aptal kırık bir güç asası ile değil. | Open Subtitles | ليس مع صولجان غبي مسكور |
| Benimle değil, en ön sıradan değil ve kesinlikle Daniel Day Lewis ile değil. | Open Subtitles | ليس معي في الصف الأول (وبالتأكيد ليس مع (دانييل دي لويس |
| Hikayeye, Afrika'daki devletlerin kolonilerden ortaya çıkışı ile değil, başarısız yönetimleriyle başlayın, ve tamamen farklı bir öykünüz olsun. | TED | أبدأ القصة ب فشل الدول الأفريقية، وليس مع تشكيل الإستعمار للدول الأفريقية، وستحصل على قصة مختلفة تماماً . |
| Seninle konuşmak istiyorum, Güvenlik Bakanı ile değil. | Open Subtitles | أود التحدث معك أنت وحدك... وليس مع أمن الدولة |
| Ellen, Sam ile değil de seninle bağlantıda olduğunu biliyor muydu? | Open Subtitles | أكانت (إلين) تعرف أنّها كانت على إتّصال معك وليس مع (سام)؟ |
| Boşluk ile mücadele et, adam ile değil. | Open Subtitles | أنت تقاتل مع الفضاء و لست تقاتل مع الرجل |