| Pablo ile olan ilişkim dijital çağ ile uyumluydu. | Open Subtitles | علاقتي مع بابلو، تتوافق مع العالم الرقمي |
| Ama T'evgin ile olan ilişkim son zamanlarda karmaşık bir hâl aldı. | Open Subtitles | صحيح بما فيه الكفاية ومع ذلك علاقتي مع تيفجن مؤخرا تعقدت |
| Shawn ile olan ilişkim seni ilgilendirmez. -Bu doğru değil. | Open Subtitles | علاقتي مع " شون " ليس بها شيء متعلق بك |
| Borsa ile olan ilişkim, ufak bir karıncanın borsa ile ilişkisi kadardır. | Open Subtitles | علاقتي مع سوق الأسهم علاقة صغيرة بحجم النمل... للسوق الأسهم. |
| - Bak, Amy ile olan ilişkim hassas ve rahatsız edici bir dans gibidir. | Open Subtitles | وكأن شيئاً لم يحدث أسمع، علاقتي مع إيمي - هي عباره عن رقصه ضعيفه و مثيره للقلق |
| Dolfy ile olan ilişkim seni ilgilendirmez. | Open Subtitles | علاقتي مع دولفي ليس لك شأن فيها. |
| Benim Clete Youngblood ile olan ilişkim hakkında hiçbir şey bilmiyorsunuz. | Open Subtitles | (لا تعرفين أي شيئ عن علاقتي مع (كليت يانجبلوند |
| Amy ile olan ilişkim tamamen saf entelektüel bir ilişkiydi aramızda kopabilecek duygusal bir bağ yoktu bu yüzden de herhangi bir sorun yaşamıyorum. | Open Subtitles | علاقتي مع (آيمي) كانت ثقافية بالكامل لم يكن هناك حدود عاطفية التي قد تسبب لي أي إزعاج |
| Karen ile olan ilişkim hiç bir zaman şu ankinden beter olmamıştı. | Open Subtitles | علاقتي مع (كارين) لم تكن مفسدة كما هي الآن |
| Mike ile olan ilişkim konusunda kendimi savunmam gerektiğini düşünüyor musun hâlâ? | Open Subtitles | هل تعتقد أني سأكون قادرة على الدفاع عن نفسي بخصوص علاقتي مع (مايك)؟ |
| Sana olan bağlılığımla Daniel ile olan ilişkim arasındaki ince bir çizgide yürümeye zorlandım. | Open Subtitles | لقد اضطررت لأن أعمل على التوازن... بين ولائي لكِ... وبين علاقتي مع (دانيال) |
| Madeline ile olan ilişkim, incelikli. | Open Subtitles | (علاقتي مع (مادلين ...مختلفة قليلاً |