| Aynı zamanda elmaslarla ilgili bilginiz olduğunu ağzınızdan kaçırdınız. | Open Subtitles | و قد قمتِ بعرض معلومات عن الألماس و الذي وجدته أمراً كاشفاً |
| Bulunduğu yerle ilgili bilginiz varsa, anayasa gereğince kanuni prosedürü izlemekle yükümlüsünüz. | Open Subtitles | لو عندك معلومات عن مكانه أنت مجبر على تسليمه طبقًا للقانون |
| Tommy Sour cinayetiyle ilgili bilginiz olduğunu söylediniz. | Open Subtitles | آنسة (نيونن) قلت أنّك تملكين معلومات عن مقتل (تومي ساور) |
| Bağışçıyla ilgili bilginiz var mı? | Open Subtitles | -ألدينا أيّ معلومات عن المتبرع؟ |