| Teröristlerle ilgili bilgisi olduğunu söyledi, ama yalnızca seninle konuşurmuş. | Open Subtitles | يقول أن لديه معلومات عن الارهابيين ولكنه سيتحدث إليك فقط |
| - Bizimle irtibata geçti, politik hedeflere karşı yapılacak bir suikast planıyla ilgili bilgisi olduğunu söyledi.. | Open Subtitles | اتصل بنا وقال إن لديه معلومات عن محاولة اغتيال ستحدث قريباً ضد بعض الأهداف السياسية في هذه المدينة |
| Teröristlerle ilgili bilgisi olduğunu söyledi, ama yalnızca seninle konuşurmuş. | Open Subtitles | ,يقول أن لديه معلومات عن الارهابيين ولكنه سيتحدث معك أنت فقط |
| Ben de çok isterdim. Ama bir terörist saldırısıyla ilgili bilgisi olduğunu söylüyor. Yani oturup bekliyoruz. | Open Subtitles | أودّ ذلك، لكنّه يدّعي أنّ لديه معلومات عن هجوم إرهابي، لذا نحن جالسون هنا. |
| İsimsiz ihbardı. Bir adam olası bir terörist saldırıyla ilgili bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مكالمة مجهولة، مجرد رجل لديه معلومات عن هجوم إرهابي محتمل. |
| Beni tutan kişi, Plimpton'ın defolu tesisatlarla ilgili bilgisi olduğunu söyledi | Open Subtitles | إسمعوا، الرجل الذي إستأجرني أخبرني أن (بليمتون) لديه معلومات عن بعض الأسلاك الغير صالحة. |
| - Beni tutan kişi, Plimpton'ın defolu tesisatlarla ilgili bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | الشخص الذي إستأجرني قال أن (بليمتون) لديه معلومات عن بعض الأسلاك الغير صالحة |