| ve her birimiz onun ilham perisi olduğumuzu düşünüyorduk ve tarihe geçeceğimizi, hayır mı? | Open Subtitles | وكل واحدة فينا ضنت أنها ملهمته وأنها ستدخل التاريخ |
| Louis Jang seni ilham perisi olarak tanıttığı için sanattan anlıyorsundur sanırım. | Open Subtitles | لكي يقدمك لويس جانغ كملهمته |
| Muse, hani şu ilham perisi. Hiii! | Open Subtitles | عنداليونانيين القدماء muse, يعنى اله الالهام. |
| Battaniye giymiş Bang Shil, Louie Jang'ın ilham perisi mi? | Open Subtitles | بانغ شيل ترتدي فستان ! هيا إلهام جانق موس؟ |
| Tae Gong Shil gerçekten de Louie Jang'ın ilham perisi mi? | Open Subtitles | هل تاي غونغ شيل على حق بأنها ملهمة لوي جانغ؟ |
| Bir gün ilham perisi olursun, sonra, eski haberlere dönersin. | Open Subtitles | في يوم ما تكوني ملهمه في اليوم التالي تكونين اخبارا قديمه |
| İlham perisi, bana adamın şarkısını söyle, mücadelenin ustası olan adamın Truva'nın kutsal tepelerini yağmaladıktan sonra tabii ki atını yeniden süren adamın. | Open Subtitles | غنِ إلي وتأمل... حيث يتمايل ويلتوى الرجل قُد الوقت مرراً فى طريقه قبل أن يُسرق |
| Brian McKnight'ın ilham perisi olduğum için kızdın. | Open Subtitles | أنت غاضبة لأن "براين مكنايت" جعلني مصدر إلهامه. |
| Bana bir daha ilham perisi dersen bacaklarını kırarım, tamam mı? | Open Subtitles | أدعوني بـ"مصدر وحي" مرّة أخرى، وسأكسر كِلا ساقيك، حسناً؟ |
| Sergei'i klasik mimarî ile tanıştıran ve ilham perisi olarak saygı duyduğu kadın. | Open Subtitles | والتي هي عرفته على العمارة الكلاسيكية. وكانت هي ملهمته |
| Sevgilisi, ilham perisi olduğumu söyledi. | Open Subtitles | قال أنني قلبه ملهمته |
| Claudia, onun ilham perisi. | Open Subtitles | إنها (كلوديا)، ملهمته |
| Onun ilham perisi olduğuma inancı gibi. | Open Subtitles | كإيمانه بقواي كملهمته |
| 10'uncu ilham perisi aşk mı yani? | Open Subtitles | -هل احببت الالهام الموهوب؟ |
| Şu ilham perisi hakkında... | Open Subtitles | حول ما تسموه "مصدر الالهام" ؟ |
| Senin dediğin de olurdu ama eğer erkekler benim hakkımda şarkı yazıyorsa, ilham perisi daha uygun bir tanım olur. | Open Subtitles | "إلهام" تبدو دقيقة أكثر إذ ان رجالاً كتبو اغانيَ عنيّ |
| Kötü bir ilham perisi. | Open Subtitles | المأساة هي أضعف إلهام |
| Jason'ın ilham perisi o. İplerini o kontrol ediyor. | Open Subtitles | (هي ملهمة (جاسون المسيطرة عليه |
| - İlham perisi. | Open Subtitles | ملهمة |
| Onun ilham perisi olduğumu söylemişti. | Open Subtitles | وقد قال لي انا ملهمه. |
| İlham perisi, bana adamın şarkısını söyle, mücadelenin ustası olan adamın Truva'nın kutsal tepelerini yağmaladıktan sonra tabii ki atını yeniden süren adamın. | Open Subtitles | غنِ إلي وتأمل... حيث يتمايل ويلتوى الرجل قُد الوقت مرراً فى طريقه قبل أن يُسرق |
| Kadın adamın ilham perisi. | Open Subtitles | إنها مصدر إلهامه |
| Bu yüzden uygun bir ilham perisi yerine anılarımı canlandırmak için fotoğraflara başvurmak zorunda kalıyorum. | Open Subtitles | ... كما ترين، بدلاً من مصدر وحي مناسب ... فإني مضطر للجوء إلى صور فوتوغرافية لأستعيد ذكرياتي لأجل مذّكراتي |