| Onunla ilişki yaşadığını düşünüyor. | Open Subtitles | وترى كنت وجود علاقة غرامية معه. |
| Kapıyı açtığımda babamın başka bir kadınla ilişki yaşadığını gördüm. | Open Subtitles | عندما فتحت الباب وجدت والدي يقيم علاقة مع امرأة أخرى |
| Bugün programda eskrim hocası olan kocasının, yeni varlıklı müşterisiyle ilişki yaşadığını düşünen Alman bir kadından telefon aldım. | Open Subtitles | وردني اتصال على البرنامج اليوم من زوجة مدرّب مبارزة ألمانية وترتاب في أنه يقيم علاقة مع عميلته الجديدة الثرية - وماذا؟ |
| Karakterin nişanlısının gözünün önünde bir ilişki yaşadığını görememiş olması pek inandırıcı değil. | Open Subtitles | بأن يشك بطل الرواية في خطيبته لأنها على علاقة مع شخص آخر وهو يراها أمام أعينه |
| Elimde Serena Van Der Woodsen'ın profesörüyle bir ilişki yaşadığını gösteren bir kanıt var. | Open Subtitles | "لدي إثبات أن "سيرينا فان ديرودسن على علاقة مع أستاذها |
| Rebecca ya kızkardeşi ile ilişki yaşadığını söyle o zaman. Belki kendi koyduğun ödülü yine sen alırsın. | Open Subtitles | يجب أن تقول لـ(ريبيكا) أنّك على علاقة مع أختها ربما يمكن أن تحصل على مكافأة خاصة بك |
| Nelson'un evinde karınla ilişki yaşadığını belirten bir yığın aşk mektubu bulduk. | Open Subtitles | إكتشفنَا كومة رسائل غرامية في بيتِ (نيلسون) تشير بأنه كان على علاقة مع زوجتك |