| Ama bu bizim ilişkimizde bir kilometre taşı olacaktı güya. | Open Subtitles | آجل ، من المفترض أن تكون علامة فارقة في علاقتنا |
| Bizi düşünüyordum ve ilişkimizde gözden kaçırdığımı hissettiğim bir kaç şey var. | Open Subtitles | لقد كنت أفكر عن علاقتنا وأشعر أنني تركت بعض الأشياء في علاقتنا |
| Fakat o avlanmaya başladığı zaman... ...onunla ilişkimizde olacaklara... ...hiç bir şekilde hazır değildik. | TED | ولم نكن نعي .. مالذي قد نواجهه في علاقتنا معها في المستقبل .. عندما تبدأ بالافتراس والصيد |
| Ancak ilişkimizde pek de alışık olunmayan bir farklılığa sahiptik. | Open Subtitles | ولكن علاقتنا كانت تتسم بذلك المركب غير المألوف كان كلا منا مفتون بدين الآخر |
| Eğer ilişkimizde bir gerçeklik payı olsaydı, bu aile yemeği büyük bir adım olurdu. | Open Subtitles | إنها فكرة جيدة مقابلة عائلتي فكرة جيدة إن كان لعلاقتنا وجود بعالم ما |
| İlişkimizde herhangi bir romantik öğe olmadığını fazlasıyla açık bir şekilde ifade ettin. | Open Subtitles | لقد أوضحتِ ذلكَ تماماً بأنه لا توجد أي مواقف عاطفية بعلاقتنا في حال من الأحوال |
| İlişkimizde başkalarına gözün kayması dönemini geçtik sanıyordum. | Open Subtitles | وأعتقد بأننا مضينا بمرحلة تجول العين من علاقتنا. |
| Biliyor musun, bu biraz utanç verici ilişkimizde hatırladığın zamanlar benim "unutmaya çalıştığım" zamanlar. | Open Subtitles | اتعلم, انه ذالك مخجل انك في مرحلة التذكر حول علاقتنا "لانني في مرحلة "محاولة النسيان |
| Müttefiklerimizle ilişkimizde korunması gereken hassas dengeler var. | Open Subtitles | هناك امور يجب ان نضعها في الاعتبار في علاقتنا مع حلفائنا |
| İlişkimizde pek çok iyi yönde vardı. | Open Subtitles | هنالك امر جيد في علاقتنا العاطفيه اوه,حقاً؟ |
| İlişkimizde pek öyle normal yollardan seks yoktu. | Open Subtitles | لذا لم يكن في علاقتنا الكثير من الجنس بالشكل الطبيعي. |
| Sana yüzüğü ilişkimizde geldiğimiz yeri simgelesin diye verdim. | Open Subtitles | أعطيتك الخاتم كرمز لما وصلنا له في علاقتنا |
| Şimdi kalkmasına yardım et ki ilişkimizde hâlâ umut var sansın. | Open Subtitles | ساعده الآن على النهوض حتى يظن أنه مازال هناك أمل في علاقتنا |
| Yoksa bizim ilişkimizde Saç sensin, Baş da ben miyim? | Open Subtitles | أو ربما أنتِ حقاً الشعر وأنا الرأس في علاقتنا |
| Ancak ilişkimizde pek de alışık olunmayan bir farklılığa sahiptik. | Open Subtitles | ولكن علاقتنا كانت تتسم بذلك المركب غير المألوف كان كلا منا مفتون بدين الآخر |
| Tabii ilişkimizde inişlerle çıkışlar arada sırada da yasaklama emirleri olmadı değil. | Open Subtitles | بالطبع علاقتنا كانت تشهد صعود وهبوط وأمر تقييدي في بعض الأحيان |
| Eğer ilişkimizde bir gerçeklik payı olsaydı, bu büyük bir adım olurdu. | Open Subtitles | إنها خطوة كبيرة إن كان لعلاقتنا وجود بعالم ما |
| Neyse, bazı nedenlerden ötürü, birdenbire ilişkimizde hoşnutsuz hale geldi. | Open Subtitles | على أية حال, لسبب ما, أصبحت فجأة غير راضية عن علاقتنا. |
| İlişkimizde aptal bir açılış günü yüzünden sorun çıksın istemedim. | Open Subtitles | لم أرد التشكيك بعلاقتنا بسبب يوم مفتوح غبي. |