| Hayır, sadece ilişkimize eski heyecanını katmaya çalışan bir çiftiz | Open Subtitles | لا, نحن فقط مجرد زوجين نريد ان نعيد تنشيط علاقتنا |
| Aslında tutacaktım ama iş ilişkimize düzgün başlamak istediğim için... | Open Subtitles | كنت أعتزم خزنها، لكن سأتركها لك لنبدأ علاقتنا بخطوة جيدة |
| İlişkimize düzgünce başlayabilmek için en uygun zamanı beklemeliyiz belki de. | Open Subtitles | ربما علينا انتظار اللحظة المثالية لنتمكن من بدء علاقتنا بشكل صحيح. |
| - Bu ilişkimize hiç yakışmıyor. - Hayır, yakışmıyor. | Open Subtitles | ـ هذا لا يبشر بخير لعلاقتنا ـ لا لا يبشر |
| Demek domates fidelerini kendi haline bıraktın ilişkimize yaptığın gibi. | Open Subtitles | .. أرى أنك لم تهتم بشجرة الطماطم كما فعلت بعلاقتنا |
| O zaman teknoloji ile olan ilişkimize daha yakından bakalım mı? | TED | لذا لنمعن النظر في علاقتنا مع التكنولوجيا، حسنًا؟ |
| Şeçimin sonuna kadar ilişkimize ara vermemiz gerektiğini düşünüyorum. | Open Subtitles | يجب أن نجعل علاقتنا تنتظر حتى تنتهى الانتخابات |
| Tamam, dürüst olmak gerekirse böyle gizemli bir buluşma kesinlikle ilişkimize gereken bir şeydi diye düşünmüyorum. | Open Subtitles | حسناً، لأكون صادقةً معك، لا أظن أن موعداً غامضاً هو ما تحتاجه علاقتنا الآن |
| Tamam, dürüst olmak gerekirse böyle gizemli bir buluşma kesinlikle ilişkimize gereken bir şeydi diye düşünmüyorum. | Open Subtitles | حسناً، لأكون صادقةً معك، لا أظن أن موعداً غامضاً هو ما تحتاجه علاقتنا الآن |
| Üçlü olarak ilişkimize biraz heyecan katarız sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت أن بإمكاني زيادة أثارة علاقتنا بجماع ثلاثي |
| Askıya aldıkların, anıların ki bu şeyi satabileceğimi biliyorum, ateşli ilişkimize devam etmek için bir bahane. | Open Subtitles | خطّيت ذكرياتك، والذي أعرف أني استطيع بيعه بالمناسبة، كذريعة لمواصلة علاقتنا الحارّة |
| Haftada bir saat birbirimize ve ilişkimize odaklanıp konuşabileceğimiz bir yerde olmak. Adamın kartını al. | Open Subtitles | ان نحصل على ساعة كل اسبوع لنتواصل و نركز على علاقتنا ها هى بطاقة الطبيب |
| İlişkimize kaldığı yerden devam edip farklılıklarımızı ortak paydada buluşturmamızı teklif ediyorum. | Open Subtitles | اقترح ان نستعيد علاقتنا ونحاول حل اختلافاتنا |
| Kelly, korkarım ilişkimize ara vermek zorundayız. | Open Subtitles | كيلي يجب ان اقول لك انني سأضع علاقتنا على خط الانتظار |
| İlişkimize bozulmuş bir bilgisayar muamelesi yapalım diyorum. | Open Subtitles | أقترح أن نعامل علاقتنا كما ولو أنها كمبيوتر تعطل |
| İlişkimize bir iyilik isteyerek başlasam bana kızar mısın? | Open Subtitles | هل تكرهني إن بدأت علاقتنا بأن أطلب منك معروفاً؟ |
| İlişkimize senden bir iyilik isteyerek başlasam benden nefret eder misin? | Open Subtitles | هل ستكرهني لو بدأت علاقتنا بطلب معروف منك؟ |
| Eğer ilişkimize biraz daha muzırlık katmak istiyorsan utanmana gerek yok | Open Subtitles | ليس من الضروري الخجل اذ تريد أضافة بعض البهارات لعلاقتنا |
| Almanya ve Japonya ile ilişkimize bir bak. | Open Subtitles | أعني، إنظر لعلاقتنا مع ألمانيا أو اليابان |
| Bizim ilişkimize olan etkisini diyorum ben. Beyninle olan kanka ilişkine değil. | Open Subtitles | أعني، كيف لهذا الأمر إتصال بعلاقتنا ليس الرومانسية الأخوية بينك وبين عقلك |
| Ayrıca ilişkimize ara vermemiz gerektiğini söyleyen de sendin. | Open Subtitles | بإلاضافة إلى ذلك , آنت من اقترح آن نآخذ إستراحة |
| Buna değdiğini düşünmüyorum, bu bizim ilişkimize kalıcı olarak zarar verebilir. | Open Subtitles | هذا يُمْكِنُ أَنْ يَعمَلُ إلى علاقتِنا. نعم، أنا لا أَستطيعُ ساعدْ لكن الإعجوبةَ |