"ilk bölümü" - Translation from Turkish to Arabic

• الفصل الأول
• الجزء الأول
• الحلقة الأولى
• القسم الأول

bir hikaye olarak da düşünebilirsiniz. Her vakanın ilk bölümü hepsinde hemen hemen aynıdır
لها اربعة اجزاء الفصل الأول من كل قضية هو نفس الفصل

Büyük sahnemi kaçırmak üzeresin. İlk bölümü gördün mü?
سوف يفوتك مشهداً كبيراً هل رأيت الفصل الأول ؟

Bu yazar bir sonraki James Joyce olmak istiyor, virgül , belki olabilir, virgül, fakat ben ilk bölümü bile bitiremediim.
هذا الكاتب يريد أن يصبح جيمس جويس القادم ، فاصلة . ربما هو سيفعل ، فاصلة . لكنني لا أستطيع أن أتجاوز الفصل الأول.

Cevabın ilk bölümü, teknoloji iş sahamızı büyüttü, önemini arttırdı, uzmanlığımıza, yargılarımıza ve yaratıcılığımıza değer kattı.
الجزء الأول من الإجابة هو أن التكنولوجيا ضَخمت نفوذنا، زادت من الأهمية ، القيمة المضافة لخبرتنا، وقراراتنا وإبداعنا.

İlk bölümü güzeldi... tabii daha önce verdiğin pembe dizileri saymazsak.
الجزء الأول لا بأس به إنه أفضل من الأحداث المعتادة

ilk bölümü henüz okudum ve, beklenmedik bir değişiklik var aklınızı başınızdan alacak.
لقد قرأت الحلقة الأولى وهنالك بعض الحبكات الغير متوقعة التي ستذهلكم

Bu, yakında çıkacak olan kitabımın ilk bölümü olan "ısır beni."
هذا هو الفصل الأول من كتابي الجديد بعنوان, أصمت

İlk bölümü, evcilleşme evresindeki çeşitliliğe ayırmalıyım.
سوف أخصص الفصل الأول للأختلافات أثناء التكيف

O günlerin hayatımızın geri kalan kısmının ilk bölümü olacağı kimin aklına gelirdi?
من كان ليعتقد أن هذا سوف يكون الفصل الأول من بقية حياتنا معاً ؟

Trajedinin ilk bölümü bu şekilde başlamış oldu.
هنا يبدأ الفصل الأول من مأساتنا.

- Bu hafta ilk bölümü bitirdim.
لقد أنهيتُ الفصل الأول هذا الأسبوع.

3 yıldır peşimdesin henüz ilk bölümü bile okumadın.
لقد تم مطاردة لي لمدة 3 سنوات ونصف .. ... وأنت لم أقرأ حتى الفصل الأول حتى الآن.

Richard'ı kimin öldürdüğü Henry Tudor'un hayatını nasıl kurtardığı gibi konular göstermiştir ki, tarihin ilk bölümü, Kara Yılan zamanlarından, hiç bahsedilmemiştir.
وكيف فر هنري المهزوم تيودور بحياته فسنكشفها هنا, ولأول مرة, الفصل الأول من التاريخ اللا مروي تاريخ (الثعبان السوداء)

Tamam, ilk bölümü bitirdik, sıra ikinci bölümde.
حسناً , لقد انتهينا من الجزء الأول حان الوقت للمرحلة الثانية.

Bu toplantının ilk bölümü kapalı bir oturum olacak.
الجزء الأول من هذا الاجتماع سيكون جلسة مغلق

Bu sahnenin ilk bölümü aslında standart bir sahnedir.
الجزء الأول من هذا المشهد القصير كان معيارياً نموذجياً

Kod'un ilk bölümü için anlaştık.
يعني، نحن نتعامل مع الجزء الأول من الرمز

İlk bölümü fotoğraflayamadım.
لم يظهر الجزء الأول من المعادلة بالصورة ، والبقية بالخارج

Üzgünüm, ilk bölümü çok hızlı geçtin.
أنا آسف , هونوا عليكم أكثر ذلك الجزء الأول

Hadi o zaman ilk bölümü özetleyelim.
...ولذا دعونا فقط دعونا نُلخِّصُ أحداث الحلقة الأولى

İlk bölümü kaçırdım.
أنا فوّت الحلقة الأولى

Yani dileğin ilk bölümü çoktan aşıldı.
إذن القسم الأول من الأمنية قد تحقق.