| Sadece ilk buluşmamızda gözlüklerimi giymek istemedim. | Open Subtitles | لكنني لم أريد ارتداء نظارتي في موعدنا الأول |
| İlk buluşmamızda "Başımda belâ bir şeytan var..." | Open Subtitles | في موعدنا الأول مرحباً هناك شيطات يطاردني |
| Seni sevdiğimi ilk buluşmamızda söylemiştim. Sen de bana söylemiştin. | Open Subtitles | قلت لكِ أنِ أحبك في موعدنا الاول و أنت قلتيها لي أيضاً. |
| İlk buluşmamızda bir yanardağ ile ilgili bir şeye bağışta bulunmuştun. | Open Subtitles | أذكر أنك تبرعت إلى شيء ما متعلق بالبراكين في أول موعد لنا |
| Çoğu yıl genelde yemek yer ve ilk buluşmamızda izlediğimiz aynı filmi izlerdik. | Open Subtitles | أغلب السنوات، كنّا نأخذ وليمة ثم نقوم... بمشاهدة نفس الفيلم الذي شاهدناه معًا في موعدنا الأوّل |
| İlginç bölüm, ilk buluşmamızda yemeği o ödedi. | Open Subtitles | الجزء المشوق هو: في اول موعد لنا هي قامت بدفع فاتورة العشاء. |
| İlk buluşmamızda ne yediğimizi hatırladığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك تتذكر ماذا تناولنا في ميعادنا الأول |
| İlk buluşmamızda gittiğimiz lokanta. | Open Subtitles | إنه.. مطعم حيث حظينا بموعدنا الأول |
| Bir piknik hazırlayacaktım ilk buluşmamızda senin hazırladığın gibi ama o güzel havayolu bardaklarını nereden bulduğunu çözemedim. | Open Subtitles | كنت سأفرش سجادة تنزه مثل تلك التي وضعتيها في موعدنا الأول ولكن لم أعرف من أين حصلتي على |
| Evet. İlk buluşmamızda evlenmek hakkında şakalaştık. | Open Subtitles | نعم، قد مزحنا حول الزواج في موعدنا الأول |
| Asıl öyle olmazsa sıkıntı. İlk buluşmamızda ona 200 ekran plazma televizyon aldım. | Open Subtitles | يجدر بها أن تكون كذلك في موعدنا الأول اشتريت لها شاشة مسطحة بحجم 80 بوصة |
| İlk buluşmamızda sarhoş olmak istemedim, o kadar. | Open Subtitles | ولكنني لم أرد أن أثمل في موعدنا الأول |
| Hayır, aslında ilk buluşmamızda olmuştu. | Open Subtitles | ...لا ، في الحقيقة هذا كان في موعدنا الأول |
| İlk buluşmamızda izletmiştin. | Open Subtitles | جعلتني أشاهدها في موعدنا الأول. |
| "İlk buluşmamızda olmaz." | Open Subtitles | ليس في موعدنا الاول |
| İlk buluşmamızda, Yunan salatası istedim. | Open Subtitles | في موعدنا الاول... طلبت سلطة يونانية |
| İlk buluşmamızda, Yunan salatası istedim. | Open Subtitles | في موعدنا الاول... طلبت سلطة يونانية |
| Burada yemek harikadır. İlk buluşmamızda Lois'i buraya getirmiştim. | Open Subtitles | الطعام هنا رائع هذا هو المكان الذي أخذت لويس إليه في أول موعد لنا |
| Dert etmene değmez, ufaklık. İlk buluşmamızda o kadar çok parfüm sıkmıştı ki,... | Open Subtitles | لا تقلق كثيرا يا فتى, فقد كان يضع عطرا شديد الرائحة في أول موعد لنا |
| Ben ilk buluşmamızda sürdüğüm kolonyamı koyuyorum. | Open Subtitles | أنا سأختار العطر الذي وضعته في أول موعد غرامي لنا |
| El Compadre bizim ilk buluşmamızda gittiğimiz yerdi. | Open Subtitles | كان (إيل كومباردي)... موعدنا الأوّل. |
| İlk buluşmamızda burada yemiştik yemeğimizi. | Open Subtitles | لقد تناولنا العشاء هنا في اول موعد لنا |
| İlk buluşmamızda bunu yemiştik. - Evet. | Open Subtitles | هذا ما أكلناه بموعدنا الأول |