| Annenin ve Kamyon Durağı Katili'nin annesinin aynı ilkokul sınıfında olması beni düşündürdü. | Open Subtitles | حقيقة أن أمك,و أم خانق الشاحنة ارتادتا نفس المدرسة الابتدائية هذا يجعلني أفكر. |
| Ve 140.000 üyemiz, 937.000'den fazla çocuğu ilkokul ve ortaokula gönderebilmek ve destekleyebilmek için kendi kaynaklarını kullanarak yatırım yaptılar. | TED | وأعضائنا الـ 140,000، استثمروا في مصادرهم الخاصة لدعم وإرسال أكثر من 937,000 طفل إلى المدرسة الابتدائية والثانوية. |
| Nobel ödülü sahiplerinin dünyasında ilkokul çocuğu gibi kalırsın. | Open Subtitles | ستكون صبي المدرسة الإبتدائية . في عالم الفائزين بجائزة نوبل |
| İlkokul öğrencisi olsaydım belki sana inanırdım. | Open Subtitles | ربما كنت أصدقك . لوكنت خريجة مدرسة ابتدائية |
| Önce, size dostum Richard Messina'nın başına gelen bir şeyi anlatayım. Kendisi bir ilkokul müdürü. | TED | ولكن أستهلُ الحديث لأقول لكم قصة من السيد ريتشارد مسينا، الذي هو صديقي ومدير مدرسة إبتدائية. |
| İlkokul dışında, kızınızla Chad Dunn arasında başka bir bağlantı bulamadık. | Open Subtitles | بجانب المدرسه الابتدائيه هذه هى الصله الوحيده التى وجدناها بين ابنتك و تشاد دان |
| İlkokul esprisi işte. | Open Subtitles | إنها مزجة بالصف الثالث وتعني: |
| İlkokul öğretmenimin harika bir fikri vardı. | TED | كانت لدى معلمتي في الصف الأول فكرة عبقرية. |
| Bay Worfshefski,birinci sınıfta birşeyler öğrenmiş olsaydın, ki ilkokul birinci sınıfından söz ediyorum, şu an birşeyler öğrenme gereksinimi duymazdın. | Open Subtitles | السّيد Worfshefski، تَعلّمَك أيّ شئ في درجتكَ الأولى، وأنا أُشيرُ إلى الصنفِ الأولّيِ، أنت قَدْ لا تَكُونُ في مثل هذه الحاجةِ المُريعةِ للتَعَلّم الآن. |
| Burası ileri seviyede bir eğitim kurumu, ilkokul değil! | Open Subtitles | إن هذه مدرسة ثانوية، وليست المدرسة الابتدائية. |
| Annemin, ilkokul eşyalarım arasından sakladıkları. | Open Subtitles | أغراض أمي أحتفظت بها منذ كنت في المدرسة الابتدائية |
| Gördüğüm birçok ilkokul öğrencisi üçle ikiyi toplaması gerektiğinde | Open Subtitles | أرى الكثير من الأولاد في المدرسة الابتدائية يحاولون الإضافة. 3 زائد 2 |
| Liselerde öğretmen açığı olunca ilkokul öğretmenleri çağrıldı. | Open Subtitles | في الماضي، كان هناك نقص في أساتذة الثانوية لذا كان علينا استخدام أساتذة من المدرسة الابتدائية |
| Beni ilkokul müdürü yaptılar ve artık çok geç, elimden bir şey gelmez. | Open Subtitles | لكن هذا ليس ما يهمني ، المدرسة الإبتدائية هي ما يهمني ، وقد فات الأوان على ذلك |
| ! Bana senin asla veremeyeceğin birşey verdi. İlkokul diploması. | Open Subtitles | أعطاني شيء ما كنت لتعطيني إياه، شهادة تخرج من المدرسة الإبتدائية |
| Burası ilkokul değil. Hepimiz uluslararası seviyede oyuncularız. | Open Subtitles | هذه ليست مدرسة ابتدائية كل فتاة هنا لاعبة على مستوى قومى |
| İlkokul öğretmenliğinden Vekilliğe. Tuhaf bir yol olmuş. | Open Subtitles | مِن معلمة في مدرسة ابتدائية إلى أبرز الحُكام |
| Hayır, ama onu biliyordum. Sadece bir ilkokul öğretmeniydi. Önemli biri değildi. | Open Subtitles | كنت قد سمعت عنه، كان فقط معلم . في مدرسة إبتدائية لا شيء مهم |
| Bir ilkokul öğrenicisine aitti. | Open Subtitles | كانت كتابة طالب في المرحلة الإبتدائية |
| Bir ilkokul. | Open Subtitles | -إنّها مدرسة ابتدائيّة . |
| İlkokul eğitimine 1842 yılında başladık. | TED | فقد حصلنا على التعليم الابتدائي في عام 1842 |
| Eğer kendini iyi hissettirecekse, benim dil sanatları dersimde... yarım düzine çocuk, ilkokul seviyesinde okuyabiliyor. | Open Subtitles | حسنا ، إن كان لك عزاءٌ بهذا لديّ خارج الصف التدعيمي ربما نصف درزن يدرسون في الصف الإبتدائي |
| Büyük ihtimalle, ilkokul öğrencisi ya da 7. sınıf falan? | Open Subtitles | من المحتمل انها طالبة بالمدرسة الإبتدائية أو بعمر 7 سنوات |