| Çünkü eşcinseller neyin önemli olduğunu anlıyor giysiler iltifatlar ve aletler. | Open Subtitles | هذا لأن الشواذ يقدرون ما الأهم الملابس، المجاملات و القضبان الذكرية |
| Bu tür iltifatlar bayanlar tarafından daima kabul edilir, ve bunları söylemeyi bir boyun borcu olarak görüyorum. | Open Subtitles | هذه المجاملات الرقيقة تلاقي استحساناً عند النساء غالباً و لهذا أتخيل نفسي مضطراً لدفع الثمن |
| Bu tür iltifatlar bayanlar tarafından daima kabul edilir, ve bunları söylemeyi bir boyun borcu olarak görüyorum. | Open Subtitles | هذه المجاملات الرقيقة تلاقي استحساناً عند النساء غالباً و لهذا أتخيل نفسي مضطراً لدفع الثمن |
| Eğleniyor, her türden insanlarla tanışıyor ve güven verici iltifatlar işitiyordu. | Open Subtitles | كانت تحظى بالمرح من خلال التقائها بأصنافٍ مختلفة من البشر هناك و تلقيها منهم لعبارات المديح و الاطراء |
| Sizin de tahmin edeceğiniz gibi, efendim her fırsatta hanımların gönlünü alacak böyle küçük ve ince iltifatlar yapmaktan çok mutluluk duyuyorum. | Open Subtitles | ويمكنك أن تتخيل ياسيدى مدى سعادتى فى الأوقات التى أقدم فيها هذا المديح الرقيق والذى يلقى دائما قبولا من السيدات |
| Ama bana ettiğin o iltifatlar... | Open Subtitles | لكن ذلك الإطراء الذي أعطيتني |
| Ama bana ettiğin o iltifatlar... | Open Subtitles | لكن ذلك الإطراء الذي أعطيتني |
| Lanet olası içi boş iltifatlar. Büyük bir kalp hastalığı geçirdim ben. | Open Subtitles | إطراء فارغ لعين لديّ قصور بالغ بالشرايين التاجية |
| Havaalanından buraya dek bu iltifatlar üzerinde çalıştım. | Open Subtitles | لقد جهّزت هذه المجاملات طوال طريقي من المطار إلى هنا |
| İltifatlar kadına, sorular erkeğe. | Open Subtitles | المجاملات تستخدم مع النساء و الاسئلة مع الرجال |
| Bu iltifatlar bana kendimi rahatsız hissettirecek. | Open Subtitles | هذه المجاملات ستدبّ الشك داخلي |
| Ne güzel. İltifatlar, bedava içkiler, iyiye gidiyor. | Open Subtitles | هذا لطيف المجاملات, المشاريب المجانية |
| (Kahkahalar) Ancak iltifatlar "olağanüstüsün" ya da "alışılmışın ötesindesin" şeklindedir. | TED | (ضحك) لكن المجاملات هي، "أنت استثنائي" أو "أنت تخرج عن المألوف" |
| Bay Collins, böyle sıradışı ince iltifatlar yapabilme yeteneğine sahip olduğunuz için şanslısınız. | Open Subtitles | يالك من محظوظ,أن تمتلك تلك الموهبة الأستثنائية فى تقديم المديح الرقيق |
| Acaba bu iltifatlar o anın etkisiyle içinizden gelerek mi yoksa bir ön çalışmanın ürünü mü oluyor? | Open Subtitles | هل يمكننى أن أسألك أن كان ذلك المديح المفرح وليد اللحظة أم أنه ناتج عن دراسة مسبقة |
| Bütün hafta iltifatlar aldım. | Open Subtitles | بدأت أسمع المديح طوال الأسبوع |
| Bunu yapabilir misiniz? Ne de güzel iltifatlar ediyorsun abi'cim sen! | Open Subtitles | هذا إطراء وقح للغايه الذي تفعله يارجل |
| Büyük iltifatlar bunlar. | Open Subtitles | إنها إطراء كبير. |