"inanıyorsan" - Translation from Turkish to Arabic

    • تؤمن
        
    • تؤمنين
        
    • آمنت
        
    • مؤمناً
        
    • تصدقين
        
    • كنت تعتقد
        
    • تُصدق
        
    • صدقتي
        
    • كنت تظن
        
    • كنت تصدق
        
    • إذا تُؤمنُ
        
    • أنكم تصدقون
        
    • تصورك بأن
        
    Bu da suyu o kadar kutsal yapıyor işte. Böyle şeylere inanıyorsan elbette. Open Subtitles هذا أقدسُ ما يصل أليهِ الماء، أذا كُنت تؤمن بهذا النوع من الاشياء
    bana inanıyorsan, bana inanıyorsan, beni uyandırır ve otogara bırakırsın. TED اذا كنت تؤمن بي اذا كنت تؤمن بي سوف توقظني وتأخذني للمحطة
    Diyorum ki, eğer ışığa inanıyorsan karanlığa da inanmak zorundasın. Open Subtitles أقول أنه لو كنتِ تؤمنين بالنور فلابد أن تؤمني بالظلام
    Ama daha da önemlisi , Eğer bir şeye inanıyorsan, bunu adınla imzalamalısın. Open Subtitles و لكن الاهم بأنه اذا آمنت بشيء فوقع اسمك عليه
    Eğer buna inanıyorsan senin adına gerçekten üzülüyorum. Open Subtitles إن كنتَ مؤمناً بذلك فأنا فعلاً أشفق على حالكَ
    Cennet de başka bir yalan. Buna inanıyorsan salaksın demektir. Open Subtitles النعيم هو أكذوبة أخرى، وإن كنتِ تصدقين بتواجده، فأنتِ حمقاء
    Yani eğer bir gerçekliğe inanıyorsan yazdığın şey bilgidir. TED لذا إن كنت تؤمن بالحقيقة، فإن ما تكتبه هو معلومات.
    Doğru olanı yaptığına inanıyorsan, doğru olanı yapmışındır. Open Subtitles هذا هو كل ما يهم. إذا كنت تؤمن أنك تفعل الشيء الصحيح ، فقد قمت بالعمل الصحيح مهما يقول الآخرين
    Ve eğer paranın senin için tüm bunları yapabileceğine inanıyorsan mükemmel bir hedefsin demektir. Open Subtitles وسوف تؤمن ان المال يستطيع ان يفعل كل هذا مع الهدف المثالي
    Eğer Tanrı'ya inanıyorsan, Adem ve Havva idi ve eğer inanmıyorsan, maymunlar idi. Open Subtitles إن كنت تؤمن بالله فآدم و حواء همــا أول شيء و إن كنت لا تؤمن ، فالقرود هم الأول
    Gerçekten buranın Yemi'ye ait olduğuna inanıyorsan ona bir kilise borçlusun. Open Subtitles وهل تؤمن بحق أنها تخص يامى؟ تدين لة بكنيسة
    Kader mi dersin artık, şanssızlık mı, hangisine inanıyorsan toplu bir mafya infazı yaşamışlar. Open Subtitles وعن طريق المصادفة أو القدر حسب ما تؤمن به، فإنهم قد شهدوا عملية إعدام لعصابة
    Maymundan, eğer demokratlara inanıyorsan. Open Subtitles من نسل القرود، إن كنتِ تؤمنين بالديمقراطيين
    Demek istiyorum ki eğer kadere inanıyorsan, bu karşılaşma bir tesadüf olamaz. Open Subtitles أعني أنه إذا كنتِ تؤمنين بالقدر فإن هذا لا يمكن أن يكون مصادفة
    Bence biz birbirimiz için yaratılmışız. Kadere inanıyorsan bugün MacLaren's'e gelip beni, Barney Stinson'ı bul. Open Subtitles إن كنت تؤمنين بالقدر، تعالي الى حآنة مآكلارين الليلة
    Ama kötü biri olduğuna inanıyorsan, o zaman dönüşeceğin şey de odur. Open Subtitles لكـن إن آمنت بأنك شريرة حينها ذلك مـا ستصبحين
    Buna gerçekten inanıyorsan, seni delirtebilir. Open Subtitles إذا آمنت بهذا بالفعل, فيُمكن أن تُصاب بالجنون.
    Eğer bir hristiyansan ve İncil'e inanıyorsan, ve İsa'ya inanıyorsan, Open Subtitles المسيحبذاتهكانيقومبطرد الأرواح. لذا إن كنتَ مسيحياً و مؤمناً بالإنجيل
    -İlişkine gerçekten inanıyorsan çabalaman gerektiğine inanıyorum. -Bir deri parçası yüzünden adamı terk eden biri mi söylüyor bunu? Open Subtitles اظن انه لو كنتي تصدقين حقاً بالعلاقه فيجب عليك العمل عليها
    Ve eğer suçlu olduğuna inanıyorsan, oyunu değiştirme. Open Subtitles وإذا كنت تعتقد أنه مذنب، فعليك أن تصوّت لذلك.
    Buna inanıyorsan neden korkuyorsun? Open Subtitles إذا كُنتَ تُصدق هذا، فلماذا أنت خائفٌ؟
    O artık öldü ve hikayelere inanıyorsan bu gölün dibinde bir yerde. Open Subtitles القاتل ميت الآن في مكان ما أسفل هذه البحيرة إذا صدقتي القصص
    Masum bir cana ihanet ettiğine inanıyorsan bu senin sorunun. Open Subtitles إذا كنت تظن أنك قد خنت دماُ بريئاُ فهذا شأنك
    Gerçekten buna inanıyorsan, neredeyse senin için üzüleceğim. Open Subtitles إذا كنت تصدق ذلك حقاً أنا تقربياً أشعر بالآسى لك
    Eğer Jung (İsviçreli psikiyatr) analizine inanıyorsan, biz rüyadaki her karakteriz. Open Subtitles إذا تُؤمنُ بتحليلِ كُلّ شخص في الأحلامِ.
    Buna inanıyorsan, muhtemelen bunun bir bardak şarap olduğuna da inanırsın. Open Subtitles لو أنكم تصدقون هذا، فستصدقون أيضاً أن هذا كأس من النبيذ
    Her şeyi dünyaya bağışlamanın, servet kazanmamızı engellemenin, bize yararı olacağına inanıyorsan, tamamen haklısın. Open Subtitles اذا كان تصورك بأن اعطائك للعالم كل شئ بالمجان ، وانه سيمنع حصولنا على الثروة الطائلة وان ذلك سيعالج الامور كلها فأنت محقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more