| İnsanları öldürmenin ünlü olmak için meşru bir yol olduğuna inanan bir adamla karşı karşıyayız. | Open Subtitles | لا انه تحليل للسلوك نحن نتعامل مع معتد الذي يؤمن ان قتل الناس |
| Ama hiçbir zaman kadere ya da alın yazısına inanan bir adam olmadım. | Open Subtitles | لكن لم أكن قط رجلاً من النوع الذي يؤمن بالقضاء أو القدر |
| Medeni bir topluma inanan bir insan. | Open Subtitles | النوع الذي يؤمن بمجتمع متحضر، الذي يؤمن أن مستقبل دولتنا |
| Annen sana, gerçekten inanan bir insan. | Open Subtitles | والدتك شخص ما في الحقيقة تؤمن بك |
| Sana her zaman inanan bir arkadaşın olduğunu hatırlatsın | Open Subtitles | لتتذكّر دائماً أنّ لك صديقة تؤمن بك |
| "mutlu sonlara" inanan bir tip değilimdir, ama bunun için bir istisna yapacağım. | Open Subtitles | الذي يؤمن بالنهايات السعيدة، لكن هذه المرة سأقوم باستثناء |
| "mutlu sonlara" inanan bir tip değilimdir, ama bunun için bir istisna yapacağım. | Open Subtitles | الذي يؤمن بالنهايات السعيدة، لكن هذه المرة سأقوم باستثناء |
| Fakat ailem, terapiye inanan bir aile olsaydı beni muhtemelen cinsiyet algısı bozukluğu gibi bir şeyle teşhis ederlerdi ve ergenliği atlatan hormonlar verirlerdi. | TED | أسرتي كانت من النوع الذي يؤمن بالعلاج كان من الراجح أن يُشخصونني بنوع من التشوه في هويتي الجنسية وكانوا ليداوونني بهرمونات لمنع بلوغي. |
| FBI ve orduya karşı, uzaylılara inanan bir adamı savunması için mi? | Open Subtitles | للدفاع عن الرجل الذي يؤمن بالأجانب... ضدّ مكتب التحقيقات الفدرالي والجيش؟ |
| Sezgilerine, ruha, iyi ile kötüye inanan bir adam... | Open Subtitles | الذي يؤمن بالحدس والروح والخير والشر |
| ...ve bir parçam, yaşadıklarımıza inanan bir parçam, o parçam seni önemsiyordu. | Open Subtitles | وجزء مـن نفسي الجزء الذي يؤمن بمآ نفعله ... ذآك الجزء |
| Sana inanan bir kadın buldun. | Open Subtitles | لقد وجدت امرأه تؤمن بك |