| Sana iş verdim diye herkes bana deli dedi, ama ben inanmıştım. | Open Subtitles | الجميع إعتقد أني مجنون لأني وظفتك ، لكني آمنت بك |
| Çünkü seni sevmiştim değişeceğine inanmıştım | Open Subtitles | لانى كنت احبك لأنى آمنت انك يمكنك التغير |
| İkinizin bana doğruyu söyleceğine inanmıştım ama görünen o ki söylemiyorsunuz. | Open Subtitles | لقد وثقت فيكما لتخبراني الحقيقة لكن من الواضح, لا تستطيعون |
| Birbirlerini hiç tanımayan insanların ilişkileri, Buna gerçekten inanmıştım. | Open Subtitles | من كافة علاقات الناس الذين لم يسبق لهم التقاء بعضهم بعضا، كنت أؤمن فعلا في هذه |
| Kabul edeceğimden daha çok inanmıştım buna. Bu kadar enayiyim ben. | Open Subtitles | لقد صدقت ذلك أكثر مما أعترف به أكره فى التفكير أننى مغفلاً |
| - Bak ne diyeceğim bir dakika için sana inanmıştım. | Open Subtitles | - أتعرف ؟ أنا.. لقد صدقتك , لقد صدقتك لدقيقة |
| Söylemeliyim ki, ben de kendime inanmıştım. | Open Subtitles | حَسناً، ويجب علي القول أني آمنتُ بنفسي، أيضاً. |
| -O zaman ona inanmıştım, ama şimdi neden inandığımı hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | في تلك اللحظة صدقته لكني لا أتذكر الان لماذا |
| Daha önce gözlerine baktığımda bir şey görememiş böylece sana inanmıştım. | Open Subtitles | من قبل, نظرت في عينيكِ و رأيت لا شيء و هكذا آمنت |
| Şimdi nerede olduğunu bilmiyorum ve ona inanmıştım. Yarım saat içinde de konserimiz var. | Open Subtitles | والآن لا أعلم أين هي، إذْ آمنت بها والآن ينتظرنا حفل خلال نصف ساعة |
| - Sana inanmıştım. - Üzgünüm ejderha savaşçısı, | Open Subtitles | لقد آمنت بما فى داخلك - آسف، يا محارب التنين - |
| Cinayet manyağı olduğu ortaya çıkan meslektaşına inanmıştım. | Open Subtitles | لقد وثقت بزميلتك التي إتضح انّها قاتلة معتوهة |
| Çünkü birilerinin bana ailemi getireceğine inanmıştım. | Open Subtitles | لاانني وثقت ان شخصاً ما سيعيدهم إلي |
| Yaptığım bestelere inanmıştım ama başkaları inanmadı. | Open Subtitles | أنا أؤمن بما كنتُ أعزفه ولمْ يؤمن به أي أحدٍ آخر. |
| Bu doğru, çünkü sana bir çok konuda inanmıştım. | Open Subtitles | أجـل، لأني أؤمن بالكثير من الأشياء |
| Evet, "bir kızı öptüm ve bu hoşuma gitti," söylediğinde cidden inanmıştım. | Open Subtitles | بلى في الواقع صدقت أنكِ قبلتِ فتاة وأعجبكِ ذلك |
| Başta canım istediği için yaptım dediğinde inanmıştım fakat şimdi farklı bir nedeni olduğunu görebiliyorum. | Open Subtitles | في بادئ الأمر، عندما قلت بأنك فعلتها كنزوة، صدقتك ولكن الأن، أعلم بأن هناك شيء مختلف |
| Onun gerçek bir kadın sıfatında açacağına sahiden inanmıştım. | Open Subtitles | .لقد آمنتُ بصدقٍ أنها ستتفتحُ إلى امرأة بإمكانيات حقيقةٍ |
| - Hoş bir adam da değildi. Ama küçüktüm işte, ona inanmıştım. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، لم يكن رجل لطيف لكني كنت صغير، لذا صدقته |
| Parayı benden kaçmak için biriktirdiğine inanmıştım. | Open Subtitles | لقد كنت مقتنعاً أنها تحوشها من أجل أن يكون لها المال الكافى للهروب منى |
| Çünkü bunun sonunda bizi aşık edecek olay olduğuna ... çok inanmıştım. | Open Subtitles | لأنني كنت مقتنعة تماما أن هذا يوفي بالغرض أخيرا ويجعلنا نكون عاشقين |
| Odadan çıkarken inanmıştım. | Open Subtitles | ... عندما تركت تلك الغرفة صدّقت |
| Öyle söylemiştin. Ve bende sana inanmıştım. Ama hâlâ ödemedin. | Open Subtitles | هكذا قلتِ وقد صدّقتك ولكن لا زلت لم أحصل على مالي |
| Ona inanmıştım. | Open Subtitles | وثقتُ به |
| -Aslında ona inanmıştım benle evlenmek istediğini söylediğinde. | Open Subtitles | في الحقيقة صدّقته عندما قال أنه أراد الزواج بي |
| Yani 6 yaşındaydım ama inanmıştım. | Open Subtitles | حقيقية أعني كنتُ بالسادسة , لكنني صدّقتُ الأمر |
| Evet. Ama Ona da sıradaki olduğumu söylediğinde inanmıştım. | Open Subtitles | ياه ولكن ايضا صدقتها عندما قالت اننى التالية |