| Eğer saat on ikiyi öğrenmek istiyorsan Neal inanmak zorundasın. | Open Subtitles | إذا أردت أن تشير إلى ترفع العجلة عليك أن تؤمن |
| Çok kötü bir şey yapmak üzere, bana inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لا، إنه على وشك القيام بعمل مرعب، عليك أن تصدقني |
| Sebep ve kanıt olduğu sürece, bir şeylere inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لكنك لست كذلك الآن يجب أن تؤمن بشيء لطالما يوجد السبب و الدليل للإيمان به |
| Bana inanmalısın. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تصدقيني، يجب أن تصدقيني |
| Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يجب أن تعتقدني. لماذا؟ |
| Açıklaması zor. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | من الصعب شرحها , ولكن يجب عليك أن تثق بي |
| Bana inanmak zorundasın. Aramızda bir şey olacağı aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | يجب عليكِ أن تصدقيني لم افكر أبداً أن شيئا سيحدث بيننا |
| Sarhoş olduğumu ya da aklımı kaçırdığımı düşüneceksin ama bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لا تظنين أنني مخمور وفقدت عقلي عليك أن تصدقيني |
| Sana anlattığım her şeye inanmak zorundasın, anladın mı? | Open Subtitles | يجبُ عليك أن تصدق كل ما أقوله لك, اتفقنا؟ |
| Evet, Öyle.Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | ـ اصدقك؟ ـ نعم يجب عليك ذلك ـ يجب ان تصدقني ـ لماذا هو |
| Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَعتقدَني. |
| Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً! |
| Bu fare yarışında önde olabilmek için şanslı olduğuna inanmak zorundasın! | Open Subtitles | لتحقق شيئاً في هذه الحياة، عليك أن تؤمن أنك محظوظاً! |
| Lütfen. Bana inanmak zorundasın. Aklım tamamen başımda. | Open Subtitles | أرجوكَ, عليك أن تصدقني, أنا لستُ مُعتَلَّة. |
| Bana inanmak zorundasın, bu ölüm kalım meselesi. | Open Subtitles | عليك أن تصدقني هنالك أمر بالغ الأهمية يتوقف عليها. |
| Kendine inanmak zorundasın. | Open Subtitles | يجب أن تؤمن بنفسك |
| Ama, Helen, b-bana inanmak zorundasın -- şu anda bitti. | Open Subtitles | (لكن يجب أن تصدقيني يا (هيلين لقد انتهى الأمر الآن |
| Bana inanmak zorundasın! | Open Subtitles | أنت يجب أن تعتقدني. |
| Buna sadece inanmak zorundasın. Bu senin ve Edward'ın arasındaki tek fark. | Open Subtitles | عليك أن تثق بما تفعله هذا هو الفرق الوحيد بينك و بين (إدوارد) |
| Olayların çılgınca göründüğünü biliyorum ama bana inanmak zorundasın her şeyi tekrar düzene sokacağım. | Open Subtitles | أعلم أن الأشياء تبدو مجنونة, لكن يجب عليكِ أن تصدقيني, سأجعل الأمور صحيحة مرة أخرى. |
| Delice geldiğini biliyorum ama bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | أدري أن لكلامي وقعًا جنونيًّا، لكن عليك أن تصدقيني. |
| Sana anlattığım her şeye inanmak zorundasın, anladın mı? | Open Subtitles | يجبُ عليك أن تصدق كل ما أقوله لك, اتفقنا؟ |
| Mickey,bana inanmak zorundasın,bunu ben yazmadım. Bunu ben yazmadım. | Open Subtitles | يجب ان تصدقني, انا لم اكتب هذا ، لم أكتبه |
| -Hayır.Sen bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | - لا. أنت يجب أن تصدّقني. |
| Olson'un öldüğünü bilmiyordum. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | لـم يكن لديّ فكرة أنـه قد مات، عليّك أن تُصدقني. |
| Buna inanmak zorundasın. | Open Subtitles | عليك أن تؤمني بذلك |
| Evet, eminim. Bana inanmak zorundasın. | Open Subtitles | ليا عليك تصديقي |