| Bulaşma, sadece bilgisayarla doğrudan temasla gerçekleşiyorsa bunun olacağına inanmamız için bir sebep yok. | Open Subtitles | إن الإنتفال يحدث فقط مع اتصال مباشر إلى جهاز الكمبيوتر , ليس هناك سبب للاعتقاد أن هذا سيحدث. |
| İkincisi de, haklı olsan bile House'un tıbbi karar yetisinin etkilendiğine inanmamız için neden yok. | Open Subtitles | و ثانيا حتى ان كنت محقة فلا يوجد سبب للاعتقاد ان حكم هاوس الطبي أصبح ضعيفا |
| Hayatının tehlikede olduğuna inanmamız için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | إنّ لدينا سبب للاعتقاد أنّ حياتكِ في خطر. |
| Kocanızın başına bir şey geldiğine inanmamız için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | ..لدينا سبب لنعتقد بأن بإن ربما شيء ما حدث له |
| Bazı bilgilerinin açığa çıktığına inanmamız için gerekçelerimiz var. | Open Subtitles | لدينا أسباب لنعتقد أنك تعرضت لمعلومات هامة |
| Karşı tarafla işbirliği içinde olduğunuza inanmamız için bazı sebeplerimiz var. | Open Subtitles | لدينا من الأسباب ما يجعلنا نعتقد أنكما تتعاونان مع العدو |
| Kör olmalıyım. Zehir yediğine inanmamız için sebeplerimiz var. | Open Subtitles | يجب أن أكون صريحاً، ثمة ما يجعلنا نعتقد بأنك تناولت سمّاً |
| Çünkü Celina'nın acil tıbbi müdahaleye ihtiyacı olduğuna inanmamız için sebeplerimiz var Bay Clarke. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد سبب للاعتقاد بأن سيلينا تحتاج للعناية الطبية بسرعة ، ياسيد كلارك |
| Gelişmeye başlayan belirli yeteneklere sahip olduğunuza inanmamız için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | ...لدينا اسبابنا للاعتقاد بانكِ تملكين قدرات صغيرة حسناً |
| Dosyaların birbiriyle bağlantılı olduğuna inanmamız için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | لدينا سبب للاعتقاد ان الامر مرتبط |
| Çünkü inanmamız için bir neden var. | Open Subtitles | لأن لدينا أسباب للاعتقاد |
| - Çocuğun tehlikede olduğuna inanmamız için sebebimiz var. | Open Subtitles | .. لدينا سبب لنعتقد أنّ الطفل في خطرٍ محدق |
| Bodnar'ın New York'ta olduğuna inanmamız için sebebimiz var, Tom. | Open Subtitles | لدينا سبب لنعتقد أن بودنار فى نيويورك توم |
| Üzgünüm, üzgünüm. Mei Chen'in ameliyattan kurtulduğuna inanmamız için hiçbir sebep yok. | Open Subtitles | لم يكن لدينا سبب لنعتقد أن "ماي شين" نجت من العملية |
| Memur bey, o evin içinde tehlikeli bir yaratık olduğuna inanmamız için nedenlerimiz var. | Open Subtitles | أيها الشرطي، عندنا سبب منطقي يجعلنا نعتقد أنه يوجد مخلوقُ خطير داخل هذا المنزل |
| Omen virüsünün dünyanın sonu olduğuna inanmamız için nedenler var bu şey şaka gibi, büyük bir hile. | Open Subtitles | "لدينا سبب يجعلنا نعتقد أن فايروس"نذير السوء هو نهاية العالم وهي نهاية رهيبه انه خدعه أنه خدعه لاأكثر من ذلك |