| Teknoloji laboratuvarı evdeki bilgisayarın geçmişini ve aramalarını inceledi birşey çıkmadı. | Open Subtitles | المعمل التقني فحص كل بحثه ونشاطاته في كمبيوتر المنزل لا شيء |
| Başmüfettiş Japp, bana yardım etmeye geldiğinde bahçeyi inceledi ve şişeyi buldu. | Open Subtitles | وجاء المفتش جاب ليساعدنى فى التحقيق, وبعد فحص مكان الجريمة ,عثر على الزجاجة, |
| Clea Vance davasında gizli kalmış bazı kanıtları inceledi. | Open Subtitles | قام بفحص بعض الادلة التي اكتشفناها حديثا في قضية كليا فانس |
| Yoshida tüm giriş kayıtlarını inceledi ve yedeklerle karşılaştırdı. | Open Subtitles | يوشيدا - قامت بفحص جميع المدخلات و قامت بمطابقتها مع النسخة الإحتياطية |
| O.Y.İ. Bruce Paloma'nın arabasını inceledi ve altında gizli bir yer tespit cihazı buldu. | Open Subtitles | وحدة مسرح الجريمة فحصت السيارة التي كان بها "بروس بالوما", ووجدوا جهاز تحديد المواقع للتعقب مخبأ في أسفلها. |
| Analiz, Gerace'nin bilgisayarından aldığın bilgiyi inceledi. | Open Subtitles | المحللين قاموا بمراجعة المعلومات التى حصلتى عليها |
| Kadavraları inceleyen bir anatomist olarak yaşamına devam etti. Türler arası benzer organları inceledi. | TED | وقد نجا ليقطّع الجثث كمشرّح، يقوم بدراسة الأعضاء المشتركة بين أنواع مختلفة |
| Dünyanın en iyi tıbbi zekaları onu inceledi. | Open Subtitles | جعلت أفضل العقول الطبية في العالم يقومون بفحصها |
| Üstelik Borelli sadece harekete bakmakla kalmadı iç organları da inceledi. | Open Subtitles | لم يهتم بوريلي بالحركة فحسب لقد حلل الأعضاء الداخلية أيضاً |
| CSI, bıçağı inceledi ve üzerinde dört ayrı kan örneği saptadı, | Open Subtitles | المحقق فحص السكينة ووجد الدم من أربعة مصادر مختلفة |
| Balistik birimi yeniden canlandırma aktörlerinin silahlarını inceledi. Hepsi kopya. Birisinin gerçek mermi kullandığına dair iz yok. | Open Subtitles | تم فحص كافة أسلحة الممثلين، كلها مزيفة ولا يوجد ما يشير إلى أن أحدهم استخدم ذخيرة حية على الأقل في البنادق القديمة |
| Elektrik mühendisi, aydınlatma teçhizatını inceledi ve inanılmaz bir şey buldu. | Open Subtitles | فحص مهندس إلكترونيات تجهيزات الإضاءة وصنع إكتشافا مذهلا |
| 1960'larda psikolog Paul Ekman bu teoriyi masaya yatırdı ve çağdaş dünyadan ayrı yaşayan uzak kabileleri konu alan yüzlerce saatlik kamera kayıtlarını inceledi. | TED | وفي ستينيات القرن الماضي، قام الطبيب النفسي بول أيكمان باختبار هذه النظرية من خلال فحص المئات من ساعات العروض الفلمية للقبائل النائية المعزولة عن العالم الحديث. |
| Annemin isteği üzerine, yöreden bir büyücü, bir yıldır mektup yazmayan iki asker ağabeyimin göbek bağlarını inceledi. | Open Subtitles | بناء على طلب من والدتي ، راهب محلي فحص الحبل السري ... لاخواني الجنود ... لم يراسلونا منذ أكثر من سنة |
| Bay Harle çizimleri inceledi acemice yapılmış sahtekarlıktan başka bir şey değil. | Open Subtitles | السيد (هارلي) قام بفحص الرسوم وهي ليست اكثر من مجرد تزييف فظ |
| Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği hakkındaki Paneli farklı yakıtlardaki karbon oranını inceledi ve nükleerde gerçekten çok düşük çıktı, bu aslında güneş enerjisinden bile az. | TED | قامت اللجنة الدولية للتغيرات المناخية التابعة للأمم المتحدة بفحص محتوى الكربون لكل أنواع الوقود، وكان النووي المنبعث منخفض حقاً-- إنه في الواقع أقل حتى من الطاقة الشمسية. |
| - Doktor cesedi inceledi. | Open Subtitles | بلى نعرف ذلك الدكتورة فحصت الجثة |
| Dr. Spencer kalın bağırsağımı inceledi. | Open Subtitles | فحصت قولونى لدى دكتور *سبنسر*. |
| Kazadan sonra, polis aracınızı inceledi. | Open Subtitles | بعد الحادث فحصت الشرطة سيارتك |
| - Sadece emin olmaya çalışıyorum. Herkes jürideki belgeleri ve takip eden raporları inceledi mi? | Open Subtitles | الان، هل كل منكم قام بمراجعة نسخ هيئة المحلفين وتقارير المتابعة ؟ |
| Annem herşeyi yaptı: yaralanma listelerini, keşif raporlarını inceledi, hatta kasetleri bile izledi. | Open Subtitles | لقد قامت والدتي بكل شيئ تفقدت قائمة المصابين. و قامت بمراجعة تقارير اللاعبين حتى أنا قامت بمراجعة برنامج.. |
| Ve bu noktada ölmüş olan insanlar bize yardımcı oluyor, çünkü birçok kişi daireleri bir alana yerleştirme problemini inceledi. | TED | هنا يمكن للناس الموتى أن يساعدونا لأن العديد من الأشخاص قاموا بدراسة مشكلة حزم الدوائر |
| Prof. Owen onları inceledi... ve o da, bunların, tamamen yeni bir tür hayvana ait olduklarına karar verdi. | Open Subtitles | قام بروفيسور اوين بفحصها وقرر أنها بلا شك تنتمي لنوع جديد تماماً من الحيوانات |
| Suç laboratuvarı mermiyi inceledi ve benim silahımdan çıktığını tespit etti. | Open Subtitles | المختبر حلل الرصاصة والنتيجة أنها أطلقت من مسدسي |
| Teklifi inceledim. Daha doğrusu danışmanım inceledi. | Open Subtitles | لقد بحثت في الأمر , وبالأصح مدير أعمالي فعل |