| Cesedin ön incelenmesi sona erdi. | Open Subtitles | أردت إعلامك فقط أن الشرطة أنهت فحصها الابتدائي للجثة |
| - Hayır. - Bu kalıntıların incelenmesi için Jeffersonian'a götürülmesini istiyorum. | Open Subtitles | أريد نقل هذه البقايا إلى (جيفرسونيان) لأجل فحصها |
| Kurtwell vakasının yüksek itibarlı biri tarafından incelenmesi gerekir. | Open Subtitles | حالة (الكورتويل)، تحتاج أن يتمّ فحصها من قبل شخص ذا شأن |
| Polis battaniye ve elbiseleri incelenmesi için gönderdi. | Open Subtitles | الشرطة أرسلت الملاءة و ثياب كايت لتتم معاينتها |
| LAPD aradığında... odanın incelenmesi bitene kadar... boş tutulması gerektiği özellikle vurgulanmıştı. | Open Subtitles | عندما إتصلت شرطة لوس آنجلوس طلبوا تحديداً بإبقاء الغرفة خالية حتى ننال فرصة معاينتها |
| Bunu incelenmesi gerek bazı politik baskılar vardı, değil mi? | Open Subtitles | إذاً لهذه السرعة لا بد أن هناك تأثير سياسي صحيح؟ |
| Fakat çalışmanın yayınlanabilmesi için yazının bilirkişiler kurulu tarafından incelenmesi gerekiyordu. | Open Subtitles | لكن قبل أن يستطيع نشر أوراقه يجب أن تُراجع بواسطة لجنة من الخبراء. أنا كنت مقتنع تماماً |
| Bunu incelenmesi gerek bazı politik baskılar vardı, değil mi? | Open Subtitles | إذاً لهذه السرعة لا بد أن هناك تأثير سياسي صحيح؟ |
| Bu dosyaların cumaya kadar incelenmesi lazım. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} "حصان (طروادة)" {\pos(192,180)} يجب أن تُراجع هذه الملفات قبل يوم الجمعة. |