| Ama tatlım, büyükannenin incilerini bir yere kilitle. | Open Subtitles | لكن, حلوتي, اقفلي على لؤلؤ جدتك. نحن لا نعرف هذه الفتاة. |
| Çünkü korkunç De Noir ailesi bunca zamandır ay incilerini burada saklıyordu. Öyle değil mi? | Open Subtitles | لأن (دينوار) الفظيع كان يخفي لؤلؤ القمر هنا طوال الوقت |
| Maria, yani ay incilerini Ay Prensesi'nin kendi mi aldı demek istiyorsun? | Open Subtitles | ماريا)، هل تقولي أن أميرة القمر) بنفسها أخذت لؤلؤ القمر |
| - Annemim incilerini almak için gittik. | Open Subtitles | لقد ذهبت لآخذ لآلئ أمى |
| Leydi Babington'un incilerini burnunun dibinde çalmış. | Open Subtitles | انتزع لآلئ الليدي (بابينغتون) أمام عينيها |