| - Yaklaşırsan incitir. | Open Subtitles | لا أعرف , إن.. إنها تؤذي عندما نقترب منها |
| Çünkü hayır mahcubiyeti, herkesi incitir. | Open Subtitles | لأن التعرض للإذلال بسبب التبرع تؤذي الجميع |
| İnsanları incitir ve kötü hissettirir. | Open Subtitles | تؤذي الناس وتجعلهم يشعرون بالسوء |
| - Çünkü bu onu incitir ve sen ne düşünürsen düşün, kızımı incitecek hiçbir şey yapmam. | Open Subtitles | لأني اعرف ان هذا قد يقتلها ومهما كنت تظن لن اقوم بشيء كهذا قد يجرح ابنتي |
| Burada değil, aramadı, sadece kendini düşünür, birilerini incitir... | Open Subtitles | ليس هنا، ولم يتّصل، يفكر فقط بنفسه ودائماً يجرح الآخري... |
| Ne zamandan beri erkeklerin ter kokusu hassas duygularını incitir oldu? | Open Subtitles | و منذ متى كانت رائحة الرجل تجرح مشاعرك ؟ |
| Ne zamandan beri erkeklerin ter kokusu hassas duygularını incitir oldu? | Open Subtitles | و منذ متى كانت رائحة الرجل تجرح مشاعرك ؟ |
| Senin gibilerini fena incitir. | Open Subtitles | انه يؤذي الفتيات أمثالك , بشكل سيء . |
| Hangi gerçeklikte Silver arkadaşlarını incitir ki? | Open Subtitles | (مثل في أي واقع ستود (سيلفر أن تؤذي أصدقاؤها ؟ |
| Çünkü mahcubiyet, herkesi incitir. | Open Subtitles | لأن السخرية تؤذي الجميع |
| Bu bizi incitir. | Open Subtitles | لأنه يجرح مشاعرنا. |
| Sevgi incitir, anne. | Open Subtitles | الحبّ يجرح يا أمّاه. |
| Sence bu onun duygularını incitir mi? | Open Subtitles | هل تظن ذلك يجرح مشاعره؟ |
| İşte bu benim duygularımı incitir. | Open Subtitles | حسناً ، هذا يجرح شعوري |
| Bazı sorular incitir. | Open Subtitles | بعض الأسئلة تجرح |
| Senin gibi kızları incitir. | Open Subtitles | هو يؤذي الفتيات امثالك |