| Geçen sefer kolumu incittin, doktor bunun geçmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد جرحت يدي في آخر مره، وأخبرني الطبيب أنه سيكون هنالك مضاعفات |
| Kolumu incittin, doktor iyileşmeyeceğini söyledi. | Open Subtitles | لقد جرحت يدي في آخر مره، وأخبرني الطبيب أنه سيكون هنالك مضاعفات |
| Bana çok yakın olan bir arkadaşımı da incittin. Genç bir kızı da öldürdün. | Open Subtitles | آذيت شخصاً قريباً جداً إليّ، و قتلت فتاه رائعة. |
| Ama omzunu incittin ve bir doktorun bakması gerekiyordu ama adada doktor yoktu. | Open Subtitles | ولكن بعد ذلك آذيت كتفك، واحتجت طبيباً للقيام بالتجبير، ولا يوجد هناك طبيب في الجزيرة. |
| Gösteride kolunu incittin, ama kötü bir atlayış yaptığından değildi, değil mi? | Open Subtitles | أذيت ذراعك في الحدث لكنه لم يكن إنفلات سيء |
| Beni çok incittin. Bunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | آذيتني كثيراً، تعلم ذلك، صحيح؟ |
| Biliyormusun beni gerçekten incittin Brian. Ve bunu bir daha yapmana izin veremem. | Open Subtitles | أنت جرحتني حقاً , براين ولا يمكنني أن أسمح لك بفعل ذلك مجدداً |
| Asıl sen duygularımı incittin ve bütün esrarımı içtin, ...böylece ne hissettiğimi hissetmememin bir yolu kalmamıştı. | Open Subtitles | آذيتِ مشاعري، دخّنتِ كلَّ الماريخوانة خاصّتي، إذاً كنتُ على حقٍّ في الشعور بما أشعر به الآن. |
| Julia, korkarım ki Helen'ın duygularını incittin. | Open Subtitles | جوليا" أخشى أنكِ جرحتِ مشاعر "هيلين" |
| Ben hatırlıyorum. Sen beni lakaplarla çağırdın. Duygularımı incittin. | Open Subtitles | أتذكر, لقد نعتنى ببعض الاسماء انت جرحت شعورى |
| - Gördün mü, duygularını incittin. - Eğer sertlik onu adam edecekse... | Open Subtitles | . لقـد جرحت مشاعره .. حسناً ، لو كان ذلك سيجعله أصلب قليلاً ، إذن |
| Evlenmeyeceğimizi söylediğinde, gerçekten beni çok incittin. | Open Subtitles | قد جرحت مشاعري فعلا حين ذكرت لي أننا لن نتزوّج، |
| Normalde RollerCoasterları severim ama gerçekten beni çok incittin ve sonra benimle konuşmak istemedin. | Open Subtitles | وأنا أحب الإفعوانيات عادة لكنك آذيت مشاعري حقا وثم لم تريدي التحدث معي |
| Ama sen herkesi incittin. Eve dönmek için o fasulyeye ihtiyacımız var. | Open Subtitles | لكنّك آذيت الجميع كما ترى نحتاج تلك الفاصولياء لنعود إلى ديارنا |
| Sen küçük kızını incittin ve sen artık onun babası değilsin | Open Subtitles | أنت آذيت ابنتك الصغيرة والآن لم تعد والدها |
| Oh, onun duygularını incittin, Lou. Sana unun çok hassas bir kız olduğunu söyleyebilirim. | Open Subtitles | أوه، لقد أذيت مشاعرها "لو" يمكننىاناقوللكانها فتاه حساسه. |
| Beni takıma almayarak gerçekten duygularımı incittin? | Open Subtitles | لقد أذيت مشاعري عندما رفضتني من فريقك. |
| Dışarı çık. Beni yeterince incittin. | Open Subtitles | اخرج لقد آذيتني بما يكفي |
| Şimdi beni incittin işte. Kulağa hoş gelmeyebilir ama gerçekler böyle. | Open Subtitles | لقد جرحتني هذا كان ليس جميلاً ان يقال ولكنه الحقيقه |
| Oğlumu sen incittin. Onunla seks yapan sensin. | Open Subtitles | أنت آذيتِ ابني مارستِ الجنس معه |
| Orada duygularımı incittin, biliyor musun? | Open Subtitles | لقد جرحتي مشاعري هُناك، هل تعلمين ذلك ؟ |
| Beni incittin, anneme söyleyeceğim. | Open Subtitles | لقد آلمتني يا كولين لقد آلمتني، وسأخبر أمك بهذا |
| Çok fazla insanı incittin. Durmalısın. | Open Subtitles | لقد اذيت العديد من الناس لحد الان يكفي هذا , توقف |
| - ...bana saygı göstermeli-- - Duygularımı incittin hem de çok. | Open Subtitles | ... إن كنا سنواصل - ... لقد أذيتي مشاعري - |
| Onu incittin ve ona para borçlusun! | Open Subtitles | آذيتها وتدين لها بالمال ولا تريد يجب أن تدفع |
| Ama, yaptın. Anneni incittin. | Open Subtitles | حسنا لقد فعلتها , لقد آذيتي أمك |
| Nasıl incittin burayı? | Open Subtitles | كيف اُصبت بهذا؟ |
| Onu incittin ama ona devam etmesi ve bu kaybı anlaması için bir neden verdin. | Open Subtitles | لقد آذيته, لكنكِ أعطيتيه سببًا سببًا بإمكانه إستخدماه للمُضي قُدمًا لجعل الأمر منطقيًا لخسارته |