| Sanghamitra hayata bir sivil toplum örgütü lideri... ...olarak başlamadı... ...kariyerine, İngiliz Edebiyatı dersleri veren... ...bir üniversite profesörü olarak başladı. | TED | سانجاميترا لم تبدأ حياتها كقائدة لمنظمة غير حكومية, لقد بدأت عملها كأستاذة جامعية, تدرٍس الأدب الإنجليزي. |
| Yüksek lisansımızı İngiliz Edebiyatı üzerine Christ Church'te yaptık. | Open Subtitles | تلقينا الماجيستير في الأدب الإنجليزي من كنيسة المسيح |
| Illinois Üniversitesi'nde ingiliz edebiyatı okuyorum. | Open Subtitles | أنا أدرس الأدب الإنجليزي في جامعه إيلينوي |
| Hayır, İngiliz Edebiyatı okuyorum. Kate benim oda arkadaşım. | Open Subtitles | ،كلا، الأدب الأنجليزي .و(كايت) شريكتي في الغرفة |
| O Fen okuyordu, ben İngiliz Edebiyatı. | Open Subtitles | ،لقد كان يدرس العلوم وأنا كنت أدرس الأدب الانجليزي |
| Eğitimimi İngiliz Edebiyatı üzerine aldım. | Open Subtitles | الشهادة الجامعية الاولى في اللغة الإنجليزية ليرة من إيثاكا. |
| Hatırlıyorum da, senin yaşlarındayken üniversitede ki ilk yılım da İngiliz Edebiyatı sınıfında ki yakışıklı bir erkeğe ciddi ciddi abayı yakmıştım. | Open Subtitles | اذكر بداية عمري كمبتدأه في الكلية كان لدي صدمة قوية مع احدى الشباب الوسيمين في حصة الادب الانجليزي |
| İngiliz Edebiyatı bölümünde okuyan bir doktora öğrencisi. | Open Subtitles | إنّ الرجل طالب دكتوراة في الأدب الإنجليزي |
| Columbia Üniversitesinde İngiliz Edebiyatı dersleri veriyorum. | Open Subtitles | نعم , أنا أدرس الأدب الإنجليزي في جامعة كلومبيا موا |
| Üniversitede, İngiliz Edebiyatı bölümünden lisans derecesiyle mezun oldu. | Open Subtitles | تدرج في الجامعة مع درجة البكالوريوس في الأدب الإنجليزي |
| İngiliz Edebiyatı okuyorum. Biraz olmak zorundaymışım gibi. | Open Subtitles | .حسناً، أنا أدرس الأدب الإنجليزي .ويجب أن أكون كذلك |
| İngiliz Edebiyatı üzerine doktoram var, | Open Subtitles | لدي ماجستير في الأدب الإنجليزي |
| İngiliz Edebiyatı okuyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنا أدرس الأدب الإنجليزي. |
| İngiliz Edebiyatı bitirdi. | Open Subtitles | تخصصت في الأدب الإنجليزي |
| İngiliz Edebiyatı profesörüyüm. | Open Subtitles | أنا أستاذة في الأدب الإنجليزي |
| Bildiğiniz gibi hala Üniversite'de İngiliz Edebiyatı okuyor. | Open Subtitles | كما تعلمين ما يزال في الجامعة يدرس الأدب الانجليزي |
| İngiliz Edebiyatı. Birleşik Devletler başkanları. | Open Subtitles | الأدب الانجليزي ، الرؤساء الأمريكين |
| Ama şimdi tekrar senin, benim bölümümü İngiliz Edebiyatı'ndan Biyoloji'ye değiştirmeme sebep olan aynı kendini beğenmiş laf ebesi olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | ولكن الآن عدتُ أظن أنك نفس الثرثار المغرور الذي جعلني أحوَّل من قسم اللغة الإنجليزية إلى قسم الأحياء |
| Senin için kolay tabii. İngiliz Edebiyatı uzmanı olan ben değilim. Bitki familyasına üye olmaktan bir adım ötedeyim. | Open Subtitles | هذا سهل عليك لان الادب الانجليزي تخصصك اشعر بانتفاخ براسي كلما فكرت بعائلة النباتات |