| Eğer o zamanlar bir çiftçiyseniz, uyandığınızda, tarlanıza bir uzay gemisi inmiş sanırdınız. | Open Subtitles | واذا كنت مزارع حينها سوف تستيقظ وتجد مركبه فضائية هبطت للتو في مزرعتك |
| Hoşcakal. Uçağı erken inmiş. Belki bagajını bulamaz, bu zaman alır. | Open Subtitles | إلى اللقاء. طائرته هبطت مبكرا. ألا يمكننا إفتراض أنه أضاع حقيبته؟ |
| Sonra birdenbire, bir koç gökyüzünden inmiş... ve bir ses peygambere fısıIdamış: | Open Subtitles | ثم فجأة نزل كبش من السماء وهناك صوت يهمس في اذن النبي |
| Muhtemelen aşağıda adamı duymuş, ne olduğuna bakmak için aşağı inmiş. | Open Subtitles | حيث سمعت صوت شخص في الأسفل نزلت لترى ما يجي |
| Ekibin yere inmiş bir Wraith kruvazörüne denk geldi ve tuzağa düştünüz. | Open Subtitles | وجد فريقك طرّادًا رايثيًا هبط اضطراريًا وتعرّض لكمين |
| Dinle, Sarah. Tommy aradı. Şimdi inmiş. | Open Subtitles | أنصتي سارا ، لقد اتصل "تومي" لقد حطت طائرته للتو |
| Aziz'in helikopteri 20 dakika önce Miami'de bir gökdelenin çatısına inmiş. | Open Subtitles | طائرة عزيز الهليكوبتر هبطت منذ 20 دقيقه على سطح مبنى عالى فى ميامى |
| Aziz'in helikopteri 20 dakika önce Miami'de bir gökdelenin çatısına inmiş. | Open Subtitles | طائرة عزيز الهليكوبتر هبطت منذ 20 دقيقه على سطح مبنى عالى فى ميامى |
| Uçak zamanında inmiş. | Open Subtitles | أنا اتصلت بالمطار الطائرة هبطت في موعدها |
| İki tane varmış. Biri, 33. Cadde'de inmiş. | Open Subtitles | كان هناك شرطيان, لكن أحدهما نزل في شارع 33 |
| Yiminum, yani, eee, şey bayramı-- beyazların çok az yedikleri bayram, çünkü bu gecede Tanrı yeryüzüne inmiş, ve yiyecekleri dağıtmış, ve o kadar çok yiyecek varmış ki, o "Hayır" demiş. | Open Subtitles | اليمنم انها عندما البيض يأكلون قليلا لأن الليله التي نزل فيها الرب |
| Pochee, merdiven boşluğuna gelmiş asansöre binmeden önce alarma bastığı beşinci kata inmiş. | Open Subtitles | بوتشي نزل السلالم لقد خرج من الطابق الخامس عندما شغل إنذار الحريق |
| Teknecinin onu istasyondan almış olması illa ki trenden inmiş olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | حقيقة أن سائق العبّارة أقلها من المحطة لا تعني بالضرورة أنها قد نزلت من القطار |
| Lütfen affedin fakat Afrodit'in kendisi yeryüzüne inmiş gibi hissediyorum. | Open Subtitles | رجاءً إغفرْ لي لَكنِّي أَشْعرُ مثل أفرودايتِ عندما نزلت إلى الأرضِ |
| Affedersin. Burada dediğine göre 7inci yıl kaşıntısı, 3 yıla inmiş. | Open Subtitles | معذرة مكتوب ان الرغبة بعد السنة السابعة هبط إلى الثلاثة |
| Peki, Lazik, Sırp Emilio Ortega'nın öldürülmesinden yanlızca iki saat evvel Los Angeles'a inmiş. | Open Subtitles | الصربي لازيك هبط في مطار لوس أنجلس البارحة ساعتين قبل موت اميليو |
| Vincent'ın uçağı 12 saat önce ufak bir havaalanına inmiş. | Open Subtitles | "طائرة "فنسنت حطت في مطارٍ صغيرٍ قبل 12 ساعة |
| Siz takıncaya kadar inmiş olacağız. | Open Subtitles | سنكون قد هبطنا عندما تتمكن من تثبيته بالطريقة الصحيحة |
| Uçağın bir saat önce inmiş olması lazımdı. | Open Subtitles | كلا، الطائرة كان يفترض أن تهبط منذ ساعة مضت. |
| Uçak otomatik pilotta inmiş. | Open Subtitles | لقد حطّت الطائرة بواسطة الطيّار الآلي |
| Ve babamın anlattığına göre uçaktan inmiş ve bu yemeğe gitmiş ve orada bu inanılmaz ziyafet varmış. | TED | وكان والدي قد خرج من الطائرة الى هذا العشاء .. وكان هناك الكثير من الطعام |
| Dün Buenos Aires'e inmiş. | Open Subtitles | لقد وصل الى بوينوس أيريس أمس |
| Kızınız bir saat içinde Des Moines'e inmiş olacak. | Open Subtitles | (طائرة ابنتك ستهبط في (دي موانيه خلال ساعة |
| Uyanıp merdivenlerden inmiş ve dışarı çıkmış olmalı. | Open Subtitles | لقد اسيقظ ونزل على الدرج وخرج. |
| Son bir nefes almış ve dibe inmiş. | Open Subtitles | إلتقطت أنفاسها الأخيرة وهبطت للقاع |
| Arkasındaki sürücüyle konuşmak için arabadan inmiş. | Open Subtitles | ترجل من سيارته لكي يتحدث لسائق السيارة التي إصطدمت به، |