| Tabii. Eğer insülini boşaltıysa, neden iğneyi saklasın ki? | Open Subtitles | ،بالتأكيد، إذا هو تخلص من علبة الأنسولين فلماذا يحتفظ بالأبرة؟ |
| O insülini sadece benim kontrolüm altında alabilirsin. | Open Subtitles | الحالة الوحيدة التي يمكنك الحصول بها على الأنسولين هي إن كنت أنا المسئولة |
| O insülini sadece benim kontrolüm altında alabilirsin. | Open Subtitles | الحالة الوحيدة التي يمكنك الحصول بها على الأنسولين هي إن كنت أنا المسئولة |
| Söz veriyorum, rejimi ve egzersizleri takip edeceğim ve tıpkı söylediğiniz gibi insülini her gün kullanacağım. | Open Subtitles | اعدك بأن اتبع الحمية الغذائية والتمارين وسوف اتعاطى الانسولين كل يوم مثلما أمرتني |
| Günümüzde en azından insülini herkes duymuştur. | TED | سصمعتًم جميعكم بهرمون الانسولين |
| Pekala, insülini bıraktı. Durumu iyiydi. | Open Subtitles | ، لكنه توقف عن تعاطي الأنسولين وكان بخير |
| 1924'te insülini buldum. Böyle koyarlar, şeker hastalığı! | Open Subtitles | في عام 1924 اكتشفت الأنسولين لأهزمك يا مرض السكر |
| İnsülini aldıktan sonra şüphelinin bindiği araç bu. | Open Subtitles | هذه هي السيارة التي قادها المشتبه به بعدما اشترى الأنسولين |
| İnsülini kapıma kadar getiriyorlar. | Open Subtitles | -بعد دقائق" " -و هم يسلمون الأنسولين إلى باب شقتي |
| {\1c00FFFF}İnsülini kapıma kadar getirdiler. | Open Subtitles | و يسلمون الأنسولين إلى باب منزلي |
| Bilirsin işte. Kan şekeri için iğneleri ve insülini. | Open Subtitles | إبر الأنسولين و لنسبة السكر في الدم. |
| Sabahki insülini saymazsak. | Open Subtitles | بدون احتساب الأنسولين في الصباح. |
| 14 kilo verdim, ilaçlarımı yarıya düşürdüm, insülini yarıya düşürdüm ve şimdi hedefi büyütüp hepsini keseceğim. | Open Subtitles | لذا، تخليتُ عن كل المنتجات الحيوانية أيًا كانت. خسرتُ 13 كجم، تمكنتُ من تخفيض أدويتي للنصف. تمكنتُ من تخفيض الأنسولين للنصف |
| Bahse girerim kimse insülini gördüğünü hatırlamıyordur. | Open Subtitles | سأراهن بإتعابي بأن لا أحد متذكٌر رؤية الأنسولين) بعد عودت تقرير المختبر) |
| Artı, Maria ilk olarak insülini gördüğü zaman onun etiketini bile okuyamadı. | Open Subtitles | بالإضافة، (ماريا) أخبرته بذلك، عندما ،)على إفتراض إنها رأت (الأنسولين إنها حتى لم تتمكن من قراءة العلامة .على العُلبة. |
| İnsülini olmadığı için asansörde ölmüş. | Open Subtitles | ماتت محتجزة بدون الأنسولين |
| Cezaevindeki Shima'nın adamlarından biri insülini başka bir şeyle değiştirmiş olmalı. | Open Subtitles | لابدّ أنّ أحداً ما داخل السجن على كشف رواتب (شيما) قد استبدل ذلك الأنسولين بشيءٍ آخر. |
| İnsülini eline al ama sakın sallama. | Open Subtitles | لُف الانسولين في يديك لا ترجَه |
| Çok fazla yüksek fruktozlu mısır şurubu ve işlemiş karbonhidrat tüketmek insülini çok arttırıyor ve sonunda şekeri yıkmamızı sağlayan sisteme zarar veriyor. | Open Subtitles | من سكر الفروتكتوز ( الذرة ) والكربوهيدرات المكررة مما يؤدي لاستخدام الانسولين |
| Kedi insülini sevmiyormuş. | Open Subtitles | ذلك القط لا يحب الانسولين |