| İnsanlar ve aslanlar arasındaki savaş burada iki milyon yıldır devam ediyor. | Open Subtitles | الحرب بين البشر و الأسود قائمة هنا منذ أكثر من مليونيّ سنة |
| Dünyada bir savaşın yaklaştığına inanan insanlar ve mutantlar var. | Open Subtitles | هناك قوي في هذا العالم، من البشر و المتحولين علي حد سواء، تؤمن بأن الحرب قد باتت وشيكة |
| Ve tüm dünyada...insanlar ve mutantların eşitliğini temsil edecek olan.. | Open Subtitles | و ممثلنا إلى العالم و لكل مواطني الولايات المتحدة البشر و المتحولين على السواء |
| Mikropların insanlar ve hava yoluyla dağıldığını biliyoruz.. | TED | نعلم ان المايكروبات متناثرة حول الناس و حول الجو. |
| Temple, insanlar ve hayvanlar öldüklerinde zihinlerimizde kalırlar. | Open Subtitles | عندما تموت الحيوانات و الناس يبقون معنا في أذهاننا |
| "Değişik yerler, insanlar ve ilişkiler aramaktan yoruldum ve bıktım." | Open Subtitles | سئمت وتعبت من الركض من الأماكن والناس والعلاقات |
| Maymunlar, insansı maymunlar, yarasalar, insanlar ve büyük ihtimalle fil fareleri Dünya’da regl olan tek memeli türleri. | TED | تعتبر القرود والخفافيش و البشر وربما أيضاً الزبابة الثديات الوحيدة على سطح الأرض التي تحيض. |
| Sonik'i kullanabiliriz. İnsanlar ve dublörler biraz farklı sinyaller veriyor. Sonik anlayabilir. | Open Subtitles | بامكاننا استعمال مفك السونيك البشر و النسخ يعطيان اشارات مختلفة |
| Birlikte, insanlar ve Ziyaretçiler barış içinde beraber yaşayabilirler. | Open Subtitles | و معاً، البشر و الزائرون يمكن أن يعيشوا جنباً إلى جنب بسلام. |
| Dolayısıyla bu arada Dr Thangaraj, kendisinin ve takımının ilk modern insanlar ve Afrika dışına göçleri hakkında neler ortaya çıkardığını anlatacak. | Open Subtitles | لذلك فإن دكتور ثانجراج سوف يخبرني في هذا الوقت ما وجده هو و فريقه عن قدامى البشر و هجراتهم من أفريقيا |
| Zaten neden insanlar ve ruhlar arasında bu kadar çok anlaşmazlık var ki? | Open Subtitles | لماذا ثمة الكثير من الصراعات بين البشر و الأرواح أصلا؟ |
| Hiyerarşide daha yukarıda birşeyler bul, onlar insanlar ve tanrıların ne koşullarda konuştuğunu hatırlayabilirler. | Open Subtitles | إيجاد أحد عالى كفايةً فى التسلسل الهرمى ربما يتذكرون عندما كان البشر و الآله يتحدثون |
| İnsanlar ve gittikçe artan kuşlar, doğayı yenilenebilir enerji konusunda cömert bulmaktalar. Planörler şimdiye kadar rekor olarak 1.000 mil (1.5 km) kadar ileri ve 50.000 feet (1.5 km) yüksekten uçabildiler. | TED | إن البشر و الطيور المحلقة في الجو يجدون الطبيعة كريمة معطاء كونها مصدراً لطاقة متجددة. لقد طارت الطائرة الشراعية ما يفوق عن الـ 1،000ميلٍ و على علو قياسي فاق على الـ 50،000 قدم. |
| Aşağıda olanlar, insanlar ve diğerleri oluyor. | Open Subtitles | الأدنى الذين نسميهم البشر و أمثالهم |
| Galiba yanardağları insanlar ve politikadan çok daha iyi tanıyorum. | Open Subtitles | كنت دوماً جيداً في فهم امور البراكين اكثر من الناس و السياسة |
| Ama restoranlarda insanlar ve ışıklar var. | Open Subtitles | تحتوي على المطاعم ولكن المطاعم فيها الناس و الاضاءات |
| Kasabalılar, köylüler, genel olarak insanlar ve ateşli genç kızlar! | Open Subtitles | أيها القرويون و الفلاحون عموم الناس و الراقصين |
| larını yalaman gereken insanlar ve kocaman k... | Open Subtitles | و الناس الذى ينبغى عليك بتقبيل ايديهم |
| Kate, insanlar ve adalet için ve hayat için inanılmaz bir tutkun var. | Open Subtitles | كايت, لديك شغف بالعدالة والناس والحياة وهذا رائع |
| İnsanlar ve böcekler aynı dünyada yaşayamaz, çocuk. | Open Subtitles | الحشرات و البشر لا يستطيعان العيش في عالما واحد |
| Muhtemelen Dyson'ın geçmşindeki tanıdığın insanlar ve mekanlar sana yansıtılacak. | Open Subtitles | سيبقى حاضرا ستقومين بإضافة أماكن و أشخاص إلى ماضي دايسون |
| Orada yaşayan insanlar ve bütün kardeşleri de kolonilerinin yararına, birlikte mi çalışıyorlar? | Open Subtitles | والبشر الذين يعيشون هناك هل جميعهم أخوة، ويعملون معاً لرفعة مستعمرتهم؟ |
| Tüm insanlar ve kopmuş kanatları ile tüm melekler bana itaat ederler ya da yanarlar. | Open Subtitles | وكل البشر والملائكة المقصوفة أجنحتهم سينحنون لي وإلا سيحترقون |
| Evet ama insanlar ve hayvanlar var orada. | Open Subtitles | لكن هذا المكان الذي يتواجد فيه جميع البشر والحيوانات |