| Önümüzdeki sene Almanya'da, Fransa'da İran'da ve daha birçok yerde başkanlık seçimleri var. | TED | العام المقبل لدينا ألمانيا، ولدينا فرنسا، وهناك انتخابات رئاسية في إيران وعشرات أخرى. |
| Burada da gördüğünüz üzere, İran'da üst düzey konumdaki birçok kadından biri olan, Tahran Ulusal Müzesi müdürü Ardakani Hanım tarafından muhafaza edileceği yere yerleştiriliyor. | TED | هنا تظهر معروضة، موضوعة في صندوقها من طرف مدير متحف طهران الوطني، واحدة من العديد من النساء في إيران في منصب كبير جدا، السيدة أرداكاني. |
| Bu nesneyi Tahran'da görmek için, İran'da yaşayan binlerce Yahudi Tahran'a geldi. | TED | لرؤية هذا الشيء في طهران، آلاف من اليهود الذي يعيشون في إيران جاؤوا إلى طهران لرؤيته. |
| Biliyor musun, eski İran'da krallar onlara kötü haber getiren habercileri öldürürmüş. | Open Subtitles | تعرف، في بلاد فارس القديمة كان الملوك يقتلون الرسول الذي يأتيهم بأخبار سيئة |
| Eski İran'da bir kız bakire olarak öldüğü zaman gömmeden önce evlendirirlerdi. | Open Subtitles | في بلاد فارس القديمة ، إذا توفيت فتاة عذراء فأنهم يقومون بتزويج جثتها قبل أن يقوموا بدفنها |
| Bunu İran'da iki haftada halledebilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحصول على شهادة البكالوريوس في ايران في غضون اسبوعين |
| Mülteci kampına ulaşamazsak ölürüz. En yakın kamp İran'da. | Open Subtitles | إذا لم نَصِلُ إلى مخيّم لاجئين، فسيقضي علينا. |
| İran'da kazananlar ve kaybedenler kimler? | TED | من هم الفائزون و من هم الخاسرون في إيران ؟ |
| Doğal afetlere cevap vermeye başladık, İran'da ve Bam'da angaje olduk, Afrika'daki çalışmalarımızı da takip ettik. | TED | بدأنا بالتجاوب مع الكوارث الطبيعية وبدأنا بالتفاعل في إيران وبام، كما تابعنا عملنا في أفريقيا. |
| İran'da eroin bağımlılığı ve fuhuş var. | TED | يوجد مدمنوا الهروين وتجارة الدعارة أيضاً في إيران |
| Ben İran'da doğdum, ama şu an Amerika vatandaşıyım, yani Amerikan pasaportum var, yani seyahat özgürlüğüm var. | TED | ولكنّي ولدت في إيران ، أنا الآن مواطن أمريكي ، وهذا يعني أنّ لديّ جواز سفر أمريكي، أي أنّني أستطيع السفر. |
| Böyle olunca da babam bana İran'da ya da Necef'te çalışmamı söyledi. | Open Subtitles | لذا فقد أخبرني أبي بالدراسة في إيران أو في النجف |
| Allah'ın belası Şah devrileli İran'da radikal değişimler ve ilerlemeler kaydedildi. | Open Subtitles | منذ سقوط الشاه , اصبحت هنالك .. تطورات وتغييرات جذريه في إيران |
| İran'da yaşanılanlardan sonra, tüm rehineler Amerikan Dışilişkiler servisin'de çalışmaya devam ettiler. | Open Subtitles | تم إعادة كل الموظفين في الخدمة الديبلوماسية الامريكية الذين عاشو المحنة في إيران |
| Eminim ki İran'da da bir kaç sıska tipli çocuk vardır. | Open Subtitles | أنا متأكد انه هناك اطفال هزيلو البنية في إيران |
| Bu, İran'da öğretmenlik yapmak isteyen yabancılar için mantıklı. | Open Subtitles | هذا قابل للتصديق اكثر من أساتذة أجنبيين يدرسون في إيران |
| Mitras, ilk defa dört bin yıl kadar önce İran'da ortaya çıkmış bir ilahtı. | Open Subtitles | كان ميثرا إله ظهر لأول مرة في بلاد فارس منذ أكثر من 4،000 سنة. |
| Simun, İran'da ikiye bölündü. | Open Subtitles | سيمون اعادوا الى النصف في بلاد فارس. |
| İran'da bir gece... | Open Subtitles | ليل واحد في بلاد فارس... |
| Yani, İran'da her gün sıradan bir Cuma günü mü? | Open Subtitles | هل كل يوم في ايران هو يوم الملابس غير الرسمية ؟ |
| SClRl'in lideri ve oğlu 20 senedir İran'da yaşıyor sıksık farsça konuşur. | Open Subtitles | قادة المجلس الاعلى عاشوا خلال 20 عاما في ايران... وهم ، في كثير من الأحيان ، الموالين لايران. |
| Mülteci kampına ulaşamazsak ölürüz. En yakın kamp İran'da. | Open Subtitles | إذا لم نَصِلُ إلى مخيّم لاجئين، فسيقضي علينا. |