| Yeni iskelede bir çadır. Vakulinchuk son kez demir atıyor. | Open Subtitles | الخيمة على الرصيف الجديد . المرسى الأخير لفاكولينشوك |
| Eğlenmeyi garanti ediyorum. - Bunlar iskelede çektirdiğimiz resimler. | Open Subtitles | أنا أضمن لكى المرح مهلا ، تلك هي من الرصيف |
| Zanlı, iskelede çalıntı bir Blazer kullanmıştı. | Open Subtitles | لقد استعمل المشتبه به مركبة مسروقة لمعاينة الرصيف |
| Ben bir şeyin peşindeyken sen bu iskelede mi takılıyorsun yani? | Open Subtitles | تتسكع على هذا الميناء بينما أنا على وشك الوصول الى شيء |
| İskelede 100 kilosu altı sterlindi. | Open Subtitles | ستة باوندات لكل 100 مثقال على رصيف الميناء |
| Tüm personel en geç 18:45'te iskelede olmak zorundadır. | Open Subtitles | على الموظفين دون إستثناء, أن يتواجدوا على رصيف المرفأ 6: 45 دقيقة مساء |
| Gidip iskelede birkaç bira içelim, tamam mı? | Open Subtitles | دعنا نتناول بعض البيرة على الرصيف, موافق؟ |
| Robbie. Lindsay aradı, seni iskelede bekliyormuş. | Open Subtitles | اوه روبي, لندزي تنادي وهي تنتظرك على الرصيف |
| Birinde, bir iskelede olduğumu hatırlıyorum. | Open Subtitles | في حلم واحد، أتذكّرُ فقط واقفًا على الرصيف. |
| İskelede nerede buluşmak istediğini söyle. | Open Subtitles | فقط أخبرني أين على الرصيف يريدك أن تقابله |
| İskelede tutukluyu yerleştirmek için bir yer bulacağım. | Open Subtitles | سأجد مكاناً في الرصيف البحري لحجز السجين. فكرة سديدة. |
| Evet, iskelede bağlı. | Open Subtitles | نعم، بتوقيت شرق الولايات المتحدة ل الراسية على الرصيف . اعتقدت حببت السيارة. |
| İskelede buluşalım ve şimdi gelsen bile geç kalmış sayılırsın. | Open Subtitles | قابليني عند الرصيف والان ليس لدي الكثير من الوقت |
| Ama bu iskelede ne arıyor? Bir bilim adamına sormalı... | Open Subtitles | ماذا يفعل على رصيف الميناء, يجب أن نسأل أحد العلماء... |
| Hadi. - İskelede işim var. | Open Subtitles | براحتك ـ لديّ عمل في الميناء الساعة واحدة |
| Kölelerin iskelede kırbaçlanması için kolları bir kancaya bağlanır ve ayaklarına da 25 kiloluk ağırlık bağlanır. | Open Subtitles | عندما يجلد الرقيق على أرصفة الميناء أيديهم مربوطة بخطاف على رافعة وثقل وزنه 25 كجم |
| 19:00'a kadar herkes iskelede olmalı. | Open Subtitles | على الجميع أن يتواجدوا على رصيف المرفأ قبل رحلة العودة الساعة السابعة مساءا |
| Bak, iskelede çalışan adamı bulup ondan bir şeyler isteyelim... sera etkisi Gulf stream akıntısını şiddetlendirdi. | Open Subtitles | اسمع هذا ما تحتاج عمله نحتاج البحث عن مسؤول المرفأ ونجعله يفسر سبب غيابه |
| Bu gece 27 numaralı iskelede gizli bir numara çevriliyor. | Open Subtitles | إنهم يقومون بعملية تجسس خاصة تجري في المرفأ 27 |
| Colton gibi birisi, kanosunu niye iskelede sürüklesin ki? | Open Subtitles | الذي a رجل مثل colton إسحبْ زورقَه إلى حوضِ السفن كُلَّ مَرَّةٍ إستعملَه؟ |
| İskelede Karen'le buluşacağını ama oraya hiç gitmediğini de biliyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنه كان من المفروض أن يلتقي مع كارين على رصيف البحر و لكنه لم يأتي |
| Araba vapurunun yanaştığı iskelede boğulmuş. Daha önce olmadığına şaşıyorum. | Open Subtitles | مات غرقا فى مرسى العبارة, انها صدفة لم تحدث من قبل |