| Benden istediği şeyi yapmazsam beni basına açıklamakla tehdit etti. | Open Subtitles | وهدّدني بإبلاغ لجنة الهجرة عنّي إذا لم أفعل ما يريد |
| Problem, Batı'ya doğru baktığınızda. Batı'nın yapmasını istediği şeyi yapmıyor. | TED | والمشكلة هي أنه عندما ننظر للغرب، فإنه لا يفعل ما يريد الغرب أن يفعله. |
| Webmasterların gerçekten istediği şeyi yaptı... ve Apache-Linux kombinasyonunu sağladı. | Open Subtitles | ويفعل ما يريده مدير الخادم تماما ومزيج من اباتشي ولينكس |
| Bir süperorganizma istediği şeyi kolayca alıyor. | TED | ببساطة فإن العضو المكتمل يحصل على ما يريده. |
| Bize o kadar verdiği şey yanında, istediği şeyi de almalı. | Open Subtitles | مع كل ما تعطيني اياه يجب ان تحصل على كل ما تريد |
| Her zaman benden istediği şeyi almanın bir yolunu buluyordu. | Open Subtitles | لقد كانت لديها دائما طريقة للحصول على ما تريده مني |
| Israr etti mi benden istediği şeyi alabiliyor. | Open Subtitles | إنه يحصل على ما يريد مني باستمراره المحض |
| Ama önce Lloyd'un istediği şeyi almasını engellemeliyiz. | Open Subtitles | لكن أولا يجب أن نوقّف لويد من حصوله على ما يريد |
| Genelde istediği şeyi yapmasına müsaade ederim ama o benim dostum ve hapse girdiğini görmek istemiyorum. | Open Subtitles | وبطبيعة الحال سأدعه يفعل ما يريد بك لكنه صديقي ولا أريده أن يسجن |
| Evet, istediği şeyi aldı ama hâlâ memnun değil. | Open Subtitles | نعم لقد حصل على ما يريده ومازال غير راضي |
| Bu adamın tam istediği şeyi yaptığının, farkında mısın? | Open Subtitles | أتدركين أنك تفعلين ما يريده هذا الرجل تماما؟ |
| Sırf adam canının istediği şeyi yapabildiği özgürlüğü olduğu için... | Open Subtitles | فقط لأن الرجل الآن يستطيع فعل ما يريده.. وحصل على حريته فقط.. |
| Peki neden tüm şovu oynatmak yerine burdan ayrılıp bir zamanlar istediği şeyi yapmasına izin vermiyorsun ? Hadi. | Open Subtitles | إذن لِمَ لا تبتعدين قليلاً وتدعينها تفعل ما تريد لمرة واحدة، بدلاً من أن تقومي بإدارة حياتها؟ |
| Her prensesin istediği şeyi istiyorum. Sonsuza dek mutlu yaşamak. | Open Subtitles | اريد ما تريده كل اميرة ان تعيش فى سعادة الى الأبد |
| İstediği şeyi alamadığı için bağırıp çağırıp tepinen çocuklar gibisin. | Open Subtitles | كالطفل في نوبة غضب عارمة لأنه لم يحصل على مراده |
| Babamın hep istediği şeyi yapmamız gerektiğini söylüyorum. | Open Subtitles | ما أقوله هو أن علينا فعل ما أراده أبونا دائماً |
| Bana gelince babaannemin her zaman istediği şeyi yaptım. | Open Subtitles | بالنسبة إلي فعلت ما أرادته جدتي دوماً |
| Belki de Stuart'ın kaderi istediği şeyi yapmaktı. | Open Subtitles | ربما كان مقدّراً لـ ستيوارت تحقيق ما أراد فعله |
| Demem o ki, eğer istediği şeyi ona verirsek bizi rahat bırakabilir. | Open Subtitles | لذا ما أعتقدهُ هو ؛ إذا أعطيناهم ما يريدون. ربما سيتركوننا لوحدنا. |
| Bazıları, Başkan'ın sadece duymak istediği şeyi duyduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون أن الرئيس يسمع ما يُريد سماعه فقط |
| Bu iyi tavsiyeyi verirken istediği şeyi bilmeliydin. | Open Subtitles | وهذه كانت نصيحة جيدة وعليك معرفة ان ماتريده هي |
| Benden istediği şeyi yapamazdım. | Open Subtitles | لمّ أقدّر على حمل نفسي لفعل ما طلبته منـّي. |
| İstediği şeyi yapabilir ya da buradan gidersin meselelerimizi kendimiz çözeriz. | Open Subtitles | تستطيع أن تفعل ما طلبه منك أو ترحل وتتركنا لنناقش... مشكلاتنا |
| Eğer istediği şeyi yapmazsak, zehirden hasta oluruz. | Open Subtitles | إن لم نفعل ما يطلبه منا, فإننا نمرض من السم |
| - Hemen seçimini yap. - Thibault. O sadece hepimizin istediği şeyi istiyor. | Open Subtitles | إختر بسرعة ثيبولت، انه يريد فقط ما نريده كلنا |