| Bu gece bize eşiyle sadece telefon seksi yaptıklarını söyledi. Muhtemelen adam kadının böcek gözlerine bakmak istemiyordur. Hey, bekle bir dakika. | Open Subtitles | الليلة أخبرتنا ان هى و زوجها يمارسون الجنس عبر الهاتف فقط ربما لأنة لا يريد ان ينظر الى عيون الحشرة أنتظرى لحظة |
| Kural da budur: Erkek seni aramaz çünkü seni aramak istemiyordur. | Open Subtitles | أن الرجل لم يتصل بك فهذا يعني أنه لا يريد ذلك |
| Kaydın poliste olmasını, bizde olmasından çok istemiyordur. | Open Subtitles | .إنه لا يريد للشرطة أن تحصل على هذا التسجيل كما لا يريدنا أن نفعل هذا أيضاً |
| Ayrıca muhtemelen bunu sana söylememi istemiyordur ama hazır ol çünkü sana şaplak atabilir. | Open Subtitles | اوه، وربما انه لايريد ان اقول لكِ ذلك ولكن كوني مستعدة فهو ربما يعطيك أتقولين أن الآله جعلك حبلى؟ |
| Belki benim, nişanlısını düğünde terk etmesine neden olan kız ile işi pişirmemi istemiyordur. | Open Subtitles | حسناً, ربما لا يريدني أن أفعل هذا مع 000 الفتاة التي ترك خطيبته عند المدبح لأجلها |
| Belki de atlamak istemiyordur. | Open Subtitles | رُبَّمَا هو لا يُريدُ القَفْز. |
| Belki, toplaman gereken oyuncaklarını toplamadığın için seni istemiyordur. | Open Subtitles | ربما لأنها لا تريدك أن تحزم لعبك كما هو المفترض |
| Belki insanlar umutlarını onları yüz üstü bırakan birine bağlamak istemiyordur. | Open Subtitles | لا يريد الناس أن يعقدوا آمالهم على شخص سيخذلهم على الأرجح |
| Muhtemelen parmaklarının çikolata olmasını istemiyordur. | Open Subtitles | لعله لا يريد أن تتسخ أصابعه بالشوكولاتة. |
| Yani, belki de benden haberi bile yoktur... ve belki de beni tanımak istemiyordur. | Open Subtitles | اقصد, انه ربما لا يعرف بشأني وربما هو لا يريد ان يعرف بشأني |
| Belki de asıl sorun, kalbimi milyonlarca parçaya ayırmandır ve bu yüzden şeyim artık seni hayatımda istemiyordur? | Open Subtitles | ربما لأنك حطمتي قلبى الى مليون قطعه و قضيبى لا يريد ان تقترب منك بعد |
| Ama beni görmek istemiyorsa istemiyordur, yapacak bir şey... | Open Subtitles | ولكن، اذا كان لا يريد ان يراني فلن يراني |
| Belkide esprilerden çıkar sağlayan birisi kaynağı öğrenmemizi istemiyordur. | Open Subtitles | قد يكون من الامان ان افترض ان لااحد يريدنا. أن نتعلم أصل هذه المزحة |
| Belki de o yüzden siper kazmamızı istemiyordur. | Open Subtitles | لعله لذلك لا يريدنا أن نحفر الخنادق |
| Eminim bu yüzden kimse bizi yakınında istemiyordur. | Open Subtitles | -أجل . أراهن أنه السبب في أن أحدا لا يريدنا حولهم. |
| Muhtemelen, rahatsız edilmek istemiyordur. | Open Subtitles | من المحتمل أنه لايريد لأحد أن يزعجه |
| İçinizden biri beni burada istemiyordur. | Open Subtitles | أحدكم لا يريدني هنا. |
| Eminim o istemiyordur. Dickie bana sormaları için ikna etmiştir. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنه لا يريدني لا بد أن (ديكي) أقنعها بدعوتي |
| Cumartesi gecesi annesiyle oturmak istemiyordur. | Open Subtitles | هو لا يُريدُ قُعُود البيتِ على a ليلة السّبت مَع أمِّه. |
| Belki ayrılmak istemiyordur. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو لا يُريدُ تركها. |
| Belki de golf oynamanı istemiyordur. | Open Subtitles | ربما فقط لا تريدك أن تلعب الغولف |