| bu onların su hakkı, ve eğer bu hakkı deredeki balıkların büyümesi için kullanmak isterlerse, bunu yapmaya hakları var. | TED | هذه هي حصتهم وان كانوا يريدون ان يستخدموا هذه الحصة لكي يساعدوا على انماء الاسماك في الجدول فهذا حقهم .. |
| Büyüdüğüm yerde bu adamlardan çok var. Ne isterlerse yapabileceklerini sanan tipler. | Open Subtitles | اعرف اشخاص مثل هؤلاء، حيث ترعرعت يعتقدون ان بإمكانهم فعل ما يريدون |
| Ve konuşmak isterlerse, daima dinlemeye hazırımdır. Bir Balık Tanrısı'nın işi budur. | Open Subtitles | وإذا أرادوا التحدث، فأنا مستعد دائما للاستماع هذا هو عمل إله السمك |
| Ne zaman isterlerse, tişörtümü kaldırıp damgayı göstererek beni aşağılamak istediler. | Open Subtitles | أرادوا أن أعرف أنه حيثما شاءوا يمكنهم رفع قميصي وتشويه سمعتي |
| Neye isterlerse inansınlar. | Open Subtitles | دعيهم يصدّقون ما يريدونه وكأنّني أهتم بذلك |
| Çok isterlerse ancak bu kadar değişebilirler. | Open Subtitles | هذا قدر ما يمكن للناس أن يتغيّروا إن كانوا يرغبون بهذا فعلاً |
| Tesis sakinleri avukatlarını ne zaman görmek isterlerse çıkıp görebilirler. | Open Subtitles | ،الساكنين الذين يريدون رؤية محامين .يمكنهم المغادرة أنى ما يشاؤون |
| Bana ceza vermek isterlerse bunu yapabilirler. | Open Subtitles | إذا كانوا يريدون الإيقاع بي فهم يستطيعون |
| Kadınlar ne zaman isterlerse meme görebiliyorlar. | Open Subtitles | ان النساء يمكن أن يرين الصدور أي وقت يريدون |
| - New York'dan geri isterlerse... - İstemiyorlar. | Open Subtitles | إذا أرادوني ان اعود الى نيويورك مرة اخرى انهم لا يريدون ذلك |
| İnsanlar, kiminle ne zaman isterlerse yatabilmeli-- | Open Subtitles | الناس يجب أن يكونوا قادرين على ممارسة الجنس مع من يريدون |
| Yani, Madantusi dilin bir engel olmadığını gösterir gibi görünüyor; aslında eğer isterlerse birbirlerine dil öğretebilirler. | TED | لذا، فقد أوضحت مادانتوسي أن اللغة ليست حاجزاً. في الواقع ربما بمقدورهم تعليم بعضهم البعض اللغة إذا أرادوا ذلك حقاً. |
| Bu sarı topların ucunda komik çubuklar takılı, bebekler isterlerse sarı toplara farklı şeyler de yapabilir. | TED | إلا أن الكرات الصفراء بها عصي مضحكة عند الطرف، لذا يمكن للأطفال أن يفعلوا بها أشياء أخرى إن أرادوا ذلك. |
| Bunu yapabilir miyim? Eğer isterlerse, kendi başlarına veya başkaları ile, yaratmak, yenilik yapmak, paylaşmak için herkeze açık, çünkü mülk bir koordinasyon mekanizmasıdır. | TED | ربما أفعل هذا؟ إنه مفتوح لأي شخص أن يبدع ويبتكر ويتقاسم، إن أرادوا ذلك، بأنفسهم أو مع آخرين، لأن الملكية هي أحد آليات التنسيق. |
| ve onlara gözbağı isteyip istemediklerini sorarsın isterlerse onları bağlarsın. | Open Subtitles | ثم تعرض على كل رجل تغطية عينيه و إذا أرادوا هذا تقوم بفعله |
| Eğer isterlerse, evin içinde oynayabilirler. | Open Subtitles | ويُمكنهم أن يلعبوا فى جميع أنحاء البيت إذا أرادوا. |
| Bilirsin. Ne isterlerse o olur, değil mi? | Open Subtitles | أنت وكيل دعاية أي شيئ يريدونه, أليس كذلك؟ |
| İnsanlar neye inanmak isterlerse ona inanırlar Doktor Edwards. | Open Subtitles | الناس يصدقون ما يرغبون بتصديقه، أيها الطبيب إدجارز |
| Ne isterlerse yapabilirler ve bir yetişkin gibi cezalandırılmazlar. | Open Subtitles | يمكنهم فعل ما يشاؤون دون أن يُحاكموا كراشدين |
| Çocuğunuzu yaşatmak için ne isterlerse vereceğinizi düşünüyorlar. | Open Subtitles | يظنونك مستعدة لدفع أي مبلغ يطلبون لإبقاء ولدك حياً |
| Eğer seninle tekrar konuşmak isterlerse onlara ne söylemen gerektiğini sor. | Open Subtitles | إسأله عما يفترض بك ان تجيبهم ان رغبوا بالحديث معك مجددا |
| Benim için onlara ulaşıp, onlara ne isterlerse vereceğimi söylemene ihtiyacım var. | Open Subtitles | أريدك أن تتصل بهم لأجلي وتقول لهم سأعطيهم كل مايريدون |
| Çocuklar doydu ama abur cubur isterlerse... buzlukta dondurmalar var, veya mikrodalga patlamış mısır. | Open Subtitles | الاطفال تناولوا الطعام ولكن اذا ارادوا وجبة خفيفة يوجد ايس بوب فى الثلاجة وفشار فى المايكروويف |
| Buna gerek olmayacak. Yardım etmek isterlerse harika olur ama bu çocuklar kendilerini adayacaklardır zaten. | Open Subtitles | أعني , أنه سيكون من الرائع لو ارادو المساعدة لكن هؤلاء الاطفال سيكونون ملتزمين |
| Adil, bagimsiz, dürüst ve nasil isterlerse. | Open Subtitles | مستقلة ، عادلة ، صريحة وهم يريدونها أيضا |
| Sahibi onu nasıl isterlerse öyle kullanırlar. | Open Subtitles | هم يمتلكونه الأشخاص الذين يمتلكون الأشياء يستطيعون عمل كل ما يريدوه به |
| Kimseye benzemiyorlardı. Ne isterlerse yapıyorlardı. | Open Subtitles | لم يكونوا مثل أي أحد آخر كانوا يفعلون ما يحلو لهم |
| İsterlerse iki temsilci getirebileceklerini söyledim. | Open Subtitles | أنه يمكنهم أن يحضروا مفوضان إثنان إن رغبوا بذلك |