| Arazi işinden vazgeçtiğimi duymayı isteyeceğini düşünüyordum. | Open Subtitles | أظن أنه ربما تودين أن تعرفي أنني تخليت عن مشروع العقارات |
| Rusların yaptıklarından sonra Başkan'ın onlarla bir şeyler yapmak isteyeceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | أتظن أن الرئيسة سترغب بفعل المزيد مع الروس بعدما فعلوه؟ |
| Yüzbaşının olası halefini araştırmak isteyeceğini tahmin etmek sürpriz olmaz. | Open Subtitles | ليست فكرة عظيمة لتخيل أن النقيب سيرغب بمراجعة بديله المتحمل |
| Oğlumun da gelmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعرف أن ابني سيريد الذهاب معنا كان خارج النطاق |
| Eğer Cash'in senden bunu yapmanı isteyeceğini bilseydim, sana söylerdim. | Open Subtitles | لو كنت أعلم ان كاش ستطلب منك كل هذا لكنت أخبرتك |
| Arabuluculuk sırasında seni sikmek isteyeceğini söylemiştin, yani haklıydın. | Open Subtitles | قلت أنها ستود أن تضاجعك في الاجتماع أنت كنت علي حق |
| Büyük sırrı filme almak için orada olmak isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | ظننتُ أنكِ ستودين المجئ. لتصورين الإكتشاف الكبير؟ |
| Böyle olduğun zaman neye benzediğini duymak isteyeceğini düşündüm, tamam mı? | Open Subtitles | فكرت بأن لعلك تودين أن تسمعي كيف تتكلمين حين تكونين هكذا حسناً |
| Bu gece onu süslememe yardım etmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | أعتقدت أنكِ قد تودين مساعدتي في تزيينها هذه الليلة |
| Bilmek isteyeceğini düşündüm, baban yarın | Open Subtitles | أعتقد أنك تودين معرفة أن أباكى سوف ينقل غدا |
| Kanıt olmadan bunu yapmamızı isteyeceğini sanmam. | Open Subtitles | أشك أنك سترغب منا أن نفعل ذلك دون أي دليل |
| Onun da burada olmak isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | كما اعتقدت أنها سترغب في وجودي |
| Mike'ın da benden bunu yapmamı isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | حسنا أعرف ما الذي كان سيرغب مايك مني ان أفعله |
| Birisi tanıklık yaptı veya yapmadığı için onu spekülasyon yapmak isteyeceğini düşünmüyorum. | Open Subtitles | سيرغب أن تُخمن هيئة المحلفين في سبب اختيار الشهود أو عدم اختيارهم الادلاء بالشهادة. |
| -Kocanızla konuşmak istiyorum. -Jerome'un sizinle konuşmak isteyeceğini biliyorum. | Open Subtitles | أريد أن أتحدث إلى زوجك أنا أعرف أن جيروم سيريد أن يتحدث إليك |
| Lloyd'dan bir konuda yardım isteyeceğini söylemiştin galiba? | Open Subtitles | ،قلت أنك ستطلب من والدك المساعدة بشيء ما؟ |
| Sen de şu anda o zengin olduğu için onunla bir araya gelmek isteyeceğini mi düşünüyorsun? | Open Subtitles | وأنت تعتقد انها ستود العودة اليه مجدداً بما انه اصبح غنياً. |
| Bilmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت انك ستودين معرفة ما يجري. |
| Her neyse, bunu görmek isteyeceğini düşündüm. | Open Subtitles | على أية حال .. أعتقد أنّك تودّين مشاهدة هذا |
| Muhtemelen. Gerçi... Senin de bize katılmak isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | على الأرجح، ورغم ذلك، أظنّك ستودّين الانضمام لنا. |
| Onların da konuşmak isteyeceğini pek sanmıyorum, iyi olmuş. | Open Subtitles | أشك في أنهم سيودون الحديث عن ذلك، لذا فنحن بخير |
| Bu arada, onun bunu isteyeceğini düşünüyorum. | Open Subtitles | وفي هذه الأثناء أنا أظنّ من أنه سيودّ أن يعطيكِ هذه |
| Onun ne isteyeceğini bilemezsin. Sen de onlar gibisin. | Open Subtitles | أنتِ لا تعرفين ما كان ليريده |
| Diğerlerinin bilmek isteyeceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | لم أعتقد بأن الآخرين سيرغبون في أن يعرفوا |
| Önemli bir işin peşinde olduğumu kendisinin de bilmek isteyeceğini anlat. | Open Subtitles | أخبريه أنني أعمل على أمر مهم شيء سيريده |
| Seni bir daha görmek isteyeceğini nereden biliyorsun ki? | Open Subtitles | ما أدراك أنّها ستودّ رؤيتك مجددًا بعدما تردّ إنسانيّتها؟ |