| Ben de gazetelerimi okurken, çeneni kapamanı isteyecektim böylece ikimiz de kazandık. | Open Subtitles | كنت سأطلب منك البقاء صامتاً فحسب بينما أقرأ الصحف لذا، يربح الجميع |
| Senden bir iyilik isteyecektim ama doğru zaman değil galiba. | Open Subtitles | كنت سأطلب منك صنيعًا، لكن يبدو أن الوقت غير مناسب. |
| - Lütfen gitmeyin, Bay Poirot. John'dan Jacob konusunu size anlatmasını isteyecektim zaten. | Open Subtitles | لا ,ارجوك البقاء ,كنت سأطلب من جون ان يخبرك ,عن جايكوب |
| Senden borç isteyecektim ama kendimi pislik gibi hissettiriyorsun, o yüzden boş ver. | Open Subtitles | أحضرتك إلى هنا لأطلب منك المال، لكنك تجعلينني أبدو كأحمق، لذا انسي الأمر. |
| Kapıya kadar geldim, bir süveter isteyecektim. | Open Subtitles | لقد اقتربت من أن أقرع بابك لأطلب منك كنزة |
| Sizden, adamlarımın katledilmesi halinde sizin emirlerinize uymak zorunda olduğumu belirten bir mektup ...yazmanızı isteyecektim | Open Subtitles | أفكر أن أطلب خطابا يفيد أني قد أجبرت على إطاعة أوامرك فى حاله تعرض رجالى للذبح |
| Fakat daha fazlasını öğrenene kadar anlaşmanın imzalanmasını ertelemeyi düşünmenizi isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | ولكن حتى نعرف أكثر.. يَجِب عليّ نُصحَك بِتَأخِير تَوقِيع المُعاهدة سيدي |
| Yapabilirsem burada kalmanı... isteyecektim. | Open Subtitles | لذا كنت سأطلب منك إذا كان بوسعى البقاء هنا. |
| Anlamadım. Ondan sadece yakamı tamir etmesini isteyecektim. | Open Subtitles | لا أفهم، لقد كنت سأطلب منه أن يصلح لي ياقتي |
| Sadece ben buradayken sizden bunu kesmenizi isteyecektim. | Open Subtitles | فى الحقيقه كنت سأطلب منكم التوقف عن هذا عندما أكون هنا |
| Aslında tam zamanlı dönmenizi isteyecektim. | Open Subtitles | في الحقيقة، كنتُ سأطلب منكِ العودة بصفة دائمة. |
| Leonard'dan isteyecektim ama duygusal olarak uygun görünmüyordu. | Open Subtitles | كنت سأطلب ذلك من لينورد و لكنه بدا و كأنه غير مستقر عاطفيا |
| İzin isteyecektim ama sen biraz meşguldün. | Open Subtitles | كنت سأطلب أذنكِ.لكن انتِ كنتِ نوعاً ما مشغولة |
| Aslında sizden biraz daha fazlasını isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | حسناً، فى الواقع، سيدي، كنت سأطلب منكَ أكثر من ذلك بقليل |
| Hayatının geri kalanını benimle geçirmeni isteyecektim. | Open Subtitles | كنت سأطلب منكِ البقاء معي لما تبقى من حياتنا. |
| Kapiya kadar geldim, bir süveter isteyecektim. | Open Subtitles | لقد اقتربت من أن أقرع بابك لأطلب منك كنزة |
| Senden bir iyilik isteyecektim ama doğru zaman değil galiba. | Open Subtitles | كنت ذاهبا لأطلب منكم صالح، لكنه لا يبدو وكأنه الوقت المناسب. |
| İmzalı bir resim isteyecektim ama yanımda hiç gazete yok. | Open Subtitles | كنتُ لأطلب توقيعك ولكن لستُ أملك أيّ أوراق |
| Güzel kızınızla dans için izninizi isteyecektim. | Open Subtitles | أتساءل فقط إذا كنت أستطيع أن أن أطلب إبنتك الجميلة لهذه الرقصة ؟ |
| Anlaşmanın imzalanmasını ertelemeyi düşünmenizi isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | أود أن أطلب أن تقوم بتأجيل توقيع هذه المعاهدة |
| Şef küçük bir iyilik isteyecektim. | Open Subtitles | أيتها الرئيسة، أريد أن أطلب منكِ خدمة صغيرة |
| Fakat daha fazlasını öğrenene kadar anlaşmanın imzalanmasını ertelemeyi düşünmenizi isteyecektim, efendim. | Open Subtitles | ولكن حتى نعرف أكثر.. يَجِب عليّ نُصحَك بِتَأخِير تَوقِيع المُعاهدة سيدي |