| On iki yıl sonra karım öldü. Teresa'yı İsviçre'ye yolladım... | Open Subtitles | بعد إثنا عشر سنة زوجتي ماتت أرسلت تيريزا إلى سويسرا |
| Beş uçağıyla İsviçre'ye gidiyorum. | Open Subtitles | سوف أستقل الساعه 5: 00 الطائره إلى سويسرا. |
| Öğrenmelisin. İsviçre'ye girmenin tek yolu o olabilir. | Open Subtitles | يجب أن تتعلم ، إنها الطريقة الوحيدة للوصول إلى سويسرا. |
| Ama bu kisi Amerikan olursa bu kadar parayi isviçre'ye transfer edemez. | Open Subtitles | و لكن مخبأ أموال أمريكي لن يصل لسويسرا مع كل هذا المال |
| Savcı, İsviçre'ye bir istek mektubu yolladı ama biraz vakit alacak. | Open Subtitles | ومن هنا جائت تهمة غسيل الأموال قام النائب العام بكتابة عريضة لسويسرا |
| Chris İsviçre'ye gitmek istedi. Kadın onu Çad olarak değiştirdi. | Open Subtitles | كريس أراد الذهاب الى سويسرا و هي غيرته الى تشاد |
| Yaklaşık üç ay kadar sonra, işlerim için İsviçre'ye gittim. | Open Subtitles | بعد حوالي ثلاثة أشهر. كنت في سويسرا بخصوص العمل. |
| Neyse, bütün Fransa'yı dolaşıp İsviçre'ye geçtik, sonra Belçika, ve şimdi de Amsterdam'dayız. Evet, bitmiş gibi. | Open Subtitles | على أي حال سافرنا من فرنسا إلى سويسرا و بلجيكا و نحن الآن في أمستردام |
| Günler sonra, Hollywood'u terk etti ve İsviçre'ye döndü. | Open Subtitles | وبعد عدة أيام ٍ، غادر هوليوود وعاد إلى سويسرا. |
| Megerse her isviçre'ye gidisinde onu sikiyormus. | Open Subtitles | و التي اتضح أنها كان يضاجعها في كل مرة كانت تذهب فيها إلى سويسرا |
| İsviçre'ye gidip kayak yapmamak olmaz diye düşündüm. | Open Subtitles | ما الفائده من الذهب إلى سويسرا من دون قضاء يوما واحداً في السفوح الجبليه؟ |
| İsviçre'ye taşınmak da heyecanlı. | Open Subtitles | وهي الآن متحمسة جداً لموضوع الانتقال إلى سويسرا |
| Biz onu izlerken, İsviçre'ye geri dönmek istermisin? | Open Subtitles | هل تُريدُ العَودة إلى سويسرا بينما نحن نَتعقّبُها؟ |
| Bu bokla İsviçre'ye falan gidersin diye düşündüm | Open Subtitles | ستتمكن من الذهاب إلى سويسرا مع هذا العمل. سويسرا، يا رجل؟ |
| Samimi şömine için çok fazla şey.İsviçre'ye daha önce hiç gittiniz mi, bilmiyorum ama telefon rehberleri yerine bilgisayarları var. | Open Subtitles | كثير جدا على المدفأة الآن أنا لا أعرف لو كنت ذهبت إلى سويسرا من قبل |
| Çünkü bir iş için, avukat olarak İsviçre'ye gittiğini söylemişti; ama şimdi silah satıcısı olarak Orta Amerika'da. | Open Subtitles | لأنه قال أنه ذاهب إلى سويسرا فى رحلة عمل كمحامى والآن هو فى أمريكا الوسطى كتاجر سلاح |
| Ve gerçekten ilginç olan, İsviçre'de şirketlere gittiğimde 'Bu sadece İsviçre'ye özgü bir sorun.' | TED | المثير حقًّا هو عندما أذهب إلى شركات في سويسرا، يقولون لي، "هذه مشكلة فريدة لسويسرا." |
| Evet bebegim, isviçre'ye gidebilelim diye Monaco'ya gidiyoruz, oldu mu? | Open Subtitles | سنذهب لموناكوا و ثم سنذهب لسويسرا |
| Yarın sabah İsviçre'ye Uçuyoruz. | Open Subtitles | سنغادر لسويسرا على طائرة صباح الغد |
| İsviçre'ye olan gezimi günler önce ertelemiştim. | Open Subtitles | لقد قمتُ بالغاء رحلتي الى سويسرا التي كانت مقررة قبل ثلاثة أيام |
| Sonra, bir gün, İsviçre'ye gitmeleri gerektiğini söyledi - | Open Subtitles | وذات يوم, قالت انها يجب ان تذهب الى سويسرا |
| Pete, seni İsviçre'ye geri göndermeliydim! | Open Subtitles | بييت , ينبغى على ان اعيدك الى سويسرا |
| Ya da paramizin sag salim isviçre'ye vardigi güne. Ölecegiz! | Open Subtitles | أو أن تكون أموالي بأمان في سويسرا |