| Hayatım boyunca seri katilleri... incelemiş olmam gerçeğinin altında bilinçaltımda... onlar gibi olma isteğim yatıyorsa... ancak bunu itiraf etmekten korkuyorsam? | Open Subtitles | ولو كانت الحقيقه أني كرست حياتي لدراسه القتله التسلسليين لاني لا شعوريا اريد أن أكون واحدا منهم وأخاف أن أعترف بهذا |
| İtiraf etmekten nefret ediyorum ama yaşlı Thor en iyi seçeneğimiz. | Open Subtitles | على قدر ما أكره أن أعترف بذلك و لكن أن صديقنا ثور هو رهاننا |
| Çünkü itiraf etmekten ne kadar nefret etsem de ben anneme çok benzerim. | Open Subtitles | لإنني بقدر اني اكره ان اعترف بذلك انا اشبه امي |
| Bence medyumsun. Sadece itiraf etmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | أظن بأنكَ وسيط روحي، لكنك تخشى الإعتراف بذلك |
| Evet, pekala, olay şu, her ne kadar itiraf etmekten nefrette etsem, biz bu kodu anlamaya başladık. | Open Subtitles | بقدر ما أكره الاعتراف بذلك نحن فقط فى بداية الطريق لفهم هذا التكويد |
| Sanırım bunu itiraf etmekten korkuyordum, çünkü kızımı benim yetiştirebileceğimden daha iyi yetiştirecek birinin olma ihtimalini düşünmek istemedim. | Open Subtitles | أظن أني كنت خائفة جداً من الإعتراف بذلك لأني لم أرد الاعتقاد أن أي شخص آخر يمكنه تربية ابنتي أفضل من ما أمكنني فعله |
| Çünkü aşık olmuştum. Ve bunu kendime itiraf etmekten korkuyordum. | Open Subtitles | لأنى كنت واقع فى الحب وخفت من الاعتراف بهذا لنفسى |
| Zaten Parallax'da bu sayede sizi korkuyla besliyor çünkü korktuğunuzu itiraf etmekten bile korkuyorsunuz. | Open Subtitles | ولهذا تحديداً (بارالاكس) آخذ في هزيمتكم، لأنكم تخافون حتى الإعتراف بأنكم خائفين. |
| Çünkü bilhassa sana ne kadar çok ihtiyacım olduğunu itiraf etmekten korkuyordum. | Open Subtitles | غالبا بسبب أنني كنت خائفاً أن أعترف أنني بحاجة إليك |
| Benim babamında alkol problemi vardı ve ben bunu itiraf etmekten hep utandım. | Open Subtitles | والدي يشرب الخمر وأنا كنت أخشى أن أعترف بهذا |
| Bunu itiraf etmekten nefret ediyorum ama aksiyon filmlerindeki gibi. | Open Subtitles | أعرف، أكره أن أعترف لكني في الحقيقة أحب أفلامه. |
| İtiraf etmekten nefret etsem de senin teorinle başlıyorum: Onu içeri birisi soktu. | Open Subtitles | أكره أن أعترف لكني بدأت أميل لنظريتك شخص ما أدخلها المستشفى |
| Onu uyurken ben de bıçaklardım ve itiraf etmekten de gurur duyardım. | Open Subtitles | كنت اتمنى طعنه وهو نائم واكون فخورة ان اعترف. |
| Bunu İtiraf etmekten çekinmiyorum. | Open Subtitles | لست خائفه ان اعترف بذلك |
| İtiraf etmekten nefret ediyorum, ama şimdi onun için biraz üzgün hissediyorum. | Open Subtitles | اكره الإعتراف بذلك لكني اشفق عليه الآن |
| Neden olmasin? En iyiyi istiyorum ve bunu itiraf etmekten utanmiyorum. | Open Subtitles | لا أرى مانعاً من ذلك أريد الأفضل ولا أخجل من الاعتراف بذلك |
| İtiraf etmekten nefret diyorum ama bana bir hayli muğlak bir ifade geldi. | Open Subtitles | أكره الاعتراف بذلك لكن ذلك يبدو غامضا جدا لي |
| Bunu itiraf etmekten korkmuyorum. | Open Subtitles | أنا لست خائفة من الإعتراف بذلك. |
| Bunu itiraf etmekten utanıyorum ancak hepinizi kendi çıkarlarım için tehlikeye soktum. | Open Subtitles | وإنني أخجل من الإعتراف بذلك , لكن... لقد وضعتكم بخطرٍ محدق لأجلي مصلحتي. |
| Bir reklamcı olmak bugün, 50'lerde gay olduğunu itiraf etmekten bile daha tehlikeli. | Open Subtitles | أن تكون متخصص بالتسويق هذه الأيام أشد خطراً من الاعتراف بالشذوذ في الخمسينات |
| Demek ki, aslında gitmek istiyorsun, ama itiraf etmekten korkuyorsun. | Open Subtitles | مما يعنى انكى تودى الذهاب لكنك تخشين الاعتراف بهذا |
| Zaten Parallax'da bu sayede sizi korkuyla besliyor çünkü korktuğunuzu itiraf etmekten bile korkuyorsunuz. | Open Subtitles | ولهذا تحديداً (بارالاكس) آخذ في هزيمتكم، لأنكم تخافون حتى الإعتراف بأنكم خائفين. |