| Önemli olan Bourg'un, Garrett'ı tanıdığını bana itiraf etmiş olması. | Open Subtitles | الذي يهم أن بورغ اعترف لي أنه يعرف غاريت |
| Herşeyi itiraf etmiş, buna Grasse'daki cinayetler de dahil. | Open Subtitles | لقد اعترف بكُلّ شىء ٍ بما فيها جرائمُ القتل فى جراس |
| Anlaşılan suçunu hücre arkadaşına itiraf etmiş ve bunu doğrulayan birkaç tanık da var. | Open Subtitles | من الواضح أنه اعترف بجريمته لشريكه في الزنزانه و لدينا إثنان من الشهود يؤكدون القصة |
| Anladığım kadarıyla kardeşin Metcalf cinayetini işlediğini itiraf etmiş ve sonra onu kilisede vurmak zorunda kalmışsın. | Open Subtitles | علمت أن أخاك قد إعترف بقتل ميتكالف ومن ثم إضطررت إلى إطلاق النار عليه في الكنيسة |
| İtiraf etmiş bir katili serbest bırakmanın da olmaz. | Open Subtitles | لا يمكن أن نطلق مجرماً إعترف أن يمشي بحرية |
| Eğer suçumu itiraf etmiş olsaydım benim yanımda olacaktı ve bugüne kadar beni reddetmiş olan bedenine sahip olacaktım. | Open Subtitles | بما أنني اعترفت بذنبي ستقف بجانبي وقد فزت بجسدها |
| Yetimhanedeki çocuklardan biri daha sonra ona bir şaka yaptıklarını itiraf etmiş. | Open Subtitles | أحد الأطفال اعترف لاحقا أنهم قاموا بعمل حيلة مضحكة معه |
| Babanın itiraf etmiş olmasının hiç bir anlamı yok. | Open Subtitles | الامر لا يدخل عقلاً ان والدك اعترف بالجريمة |
| Uzun bir sorgulamanın ardından, Kelly'e cinsel saldırı yaptığını itiraf etmiş, fakat onu öldürdüğünü inkar etmiş çünkü Kelly'nin cesedi hiç bulunamamış. | Open Subtitles | بعد تحقيق مطول اعترف بالاعتداء عليها جنسيا لكنه انكر قتلها,لأن جثتها لم يعثر عليها |
| Toby annesine, izlemek hoşuna gittiği için hiç çığlık atmadığını veya kaçmaya çalışmadığını itiraf etmiş. | Open Subtitles | لكنه ترك توبي يحيا لقد أخبرتنا أمه للتو ان توبي اعترف انه لم يصرخ أو يهرب لأنه أحب المشاهدة |
| Luke artık okulda sorun yaşamıyormuş çünkü Reuben her şeyi kendi uydurduğunu itiraf etmiş. | Open Subtitles | لوك لا يعاني من اي مشاكل بالمدرسة بعد الان لأن روبن اعترف انه اخترع الأمر بأكمله |
| Önemli olan Bourg'un, Garrett'ı tanıdığını bana itiraf etmiş olması. | Open Subtitles | الذي يهم أن بورغ اعترف لي أنه يعرف غاريت |
| Mike onunla tanıştığında Alison'a tuzak kurmak için ödeme yaptığını Cyrus itiraf etmiş. | Open Subtitles | عندما اتلقى به مايك، اعترف سايرس انه تم الدفع له ليورط آلي |
| Suçunu o sırada mı itiraf etti? İtiraf etmiş olsaydı, şu an burada olmazdık. | Open Subtitles | منتظراً نقله إلى وسط البلده هل اعترف عندئد؟ لو حدث هذا لما كنت هنا |
| Sağlam bir kanıtınız olmamasına rağmen itiraf etmiş. | Open Subtitles | لقد اعترف حتى رغم أنك لم تملكي الأدلة الدامغة |
| Ona karşı sağlam bir kanıtımız olmadan itiraf etmiş. | Open Subtitles | لقد اعترف حتى رغم عدم وجود دليل قاطع ضده |
| - Parayı bulmuşlar. Parayı toplayan adamlardan biri itiraf etmiş. Ve bende siz çıkın dışarı dedim. | Open Subtitles | لقد تم إسترداد المال جامع النقود إعترف |
| Adamlarınızdan biri bar sahibini vurduğunu ve arkadaşını yaraladığını itiraf etmiş. | Open Subtitles | أحد رجالك إعترف أنه قتل مالك الحانة وأصاب صديقته... |
| Ben de başta öyle düşündüm ama itiraf etmiş. | Open Subtitles | هذا ما ظننتُه في البداية، لكنّه إعترف. |
| Kafatası 6 yerden çatlamış. Karısı Chicago Cinayet Masasındaki dedektiflere suçunu itiraf etmiş. | Open Subtitles | أُصيب بكسر في الجمجمة في ستة أماكن و زوجته اعترفت لرجال المباحث |
| Sahte kıçın senin olduğunu itiraf etmiş oldun o zaman. | Open Subtitles | إذا أعتقد بأنك إعترفت الأن بأنك كنت تملك مؤخرة مزيفة |
| Masuku, İngiliz Hükümeti için çalıştığını itiraf etmiş. | Open Subtitles | ماسوكو يدعي بانه قد جند مباشرة من قبل الحكومة البريطانية |