| - Evet, benim. Damdan düşmüş, yoksa biri onu aşağı mı itti? | Open Subtitles | يبدو انه سقط من فوق السطح اوربما يكون دفع |
| Ama beni kenara itti ve kardeşimin göğsüne bastırmaya başladı. | Open Subtitles | ولكنه دفعني بعيدًا عن الطريق وبدأ بالضغط على صدر أخي |
| O bir oğlanla evlenmek için buraya gelmiş olmalı ve o çocuk onu buraya hille ile getirip aşağıya itti.. | Open Subtitles | من المحتمل أنها جائت إلى هنا للزواج من شخص ما ويبدو أن هذا الشخص هو الذى دفعها من هنا |
| İnsan yaratıcılığı ve yenilikler bizi her zaman ileri itti. | TED | الإبداع البشري والابتكار دفعت بنا إلى الأمام دائما. |
| Tur ve yoğurt tatma bittikten sonra ağabeyim beni artık havuzunun içine itti. | Open Subtitles | زرنا واحدة أخيراً و بعد الجولة وتذوق الزبادي قام أخي بدفعي في بحيرة اللبن |
| Biri bana saldırdı, merdivenlerden aşağı itti, ve beni kelepçeledi. | Open Subtitles | دفعنى شخص الى بئر السلم ، واعتدى علي ، وقيدني |
| Ama içindeki bir şey onu iyilik ve adalet için mücadeleye itti. | Open Subtitles | و لكن كان بداخله شيء دفعه للمحاربة من أجل الخير و العدالة. |
| Böylece büyükannemin mücadelesi beni hayat boyu bir arayışa itti. | TED | فلقد كانت معاناة جدتي هي ما دفعتني لهذا البحث طوال حياتي. |
| Oraya çıktığında, onu itti, ama bağıran sendin. - Neden bağırdın? | Open Subtitles | عندما وصلتِ إلى هناك , دفع بها من فوق البرج لكن أنتِ من صرخت , لماذا صرختِ ؟ |
| Almanların bu tereddütsüz desteği, Avusturyalıları daha fazlasını yapmaya itti. | Open Subtitles | كانت ذلك الدعم الألماني الواثق هو ما دفع النمسا نحو التقدم |
| Bu da bizi alternatif arayışlarına itti. | Open Subtitles | الأمر الذي دفع بنا إلى النظر في البدائل. |
| Bu pigment moleküllerini üretiyor olması bende merak uyandırdı ve beni coelicolor ile birlikte çalışmaya itti. | TED | وما أثار فضولي، هو إفرازها لجزيئات الصبغة مما دفعني لدراستها وفحصها عن قرب. |
| El-kol hareketi yaptı. Onu ittim, o da beni itti. Kendimi kaybettim, efendim. | Open Subtitles | فقط تطور الأمر ، لقد دفعته ، و دفعني هو بالمثل لقد فقدت صوابي ، سيدي ، أنا أسف |
| Merdivenlerden düşmesi kaza değildi. Onlardan biri itti. | Open Subtitles | هذه الحادثة لم تكن صدفة , بل احدهم هو من دفعها ,انا اعرف |
| Sanki benim görmemi istermiş gibi annemi merdivenlerden itti. | Open Subtitles | ثمّ دفعها من أعلى السلّم كأنّه أرادني أن أشهد ذلك |
| Yani, önce kocasını itti ondan sonra mı kriz geçirdi. | Open Subtitles | لذا، أولاً دفعت زوجها وبعدهاانتابتهاالنوبة. |
| Sonrasında, durmak bilmeyen Dünya deniz tabanını yukarı itti ve bu devasa uçurumları oydu. | Open Subtitles | و بعد ذلك دفعت الأرض المُظطربة سطح البحر و شكلت هذه الجروف الضخمة. |
| Özür dileyip ona sarılmaya çalıştığımı hatırlıyorum ve beni iteliyordu, o kadar sert itti ki pencereden dışarı düştüm. | Open Subtitles | أتذكر أني حاولت معناقته وإخباره أني آسف لكنه حاول دفعي، وقام بدفعي بقوة |
| Annem gittikten sonra beni cam bir masadan itti. | Open Subtitles | لقد دفعنى لأسقط على منضدة زجاجية حتى يوسع أمّي ضربًا. |
| 54 kişiyi kurtardı çünkü hisleri farklı davranmasını söylerken birşey onu o uçağa itti. | Open Subtitles | لقد انقذ 54 شخصاً لأن شيئاً ما دفعه لدخول الطائرة |
| Okumaya başladım günden beri annem beni bu yöne itti bir bakıma. | Open Subtitles | لقد دفعتني والدتي نوعاً ما لهذا الإتجاه منذالوقتالذيتعلمتُفيهالقراءة. |
| Seni kayıktan o itti! Ona yapma demiştim üstelik! Ben hayalet değilim. | Open Subtitles | تير أنت الذي دفعته من على القارب أخبرتك أن لا تفعل ذلك |
| Seni, beni serbest bırakmaya itti kendine duyduğun nefretin içinde hapsolmaktan kurtardı en iyi versiyonumuzu, beni çıkarttı. | Open Subtitles | فقد دفعك لإعتاقي لتحريري مِنْ سجن كراهيتك لذاتك لجعلي النسخة الفضلى منّا |
| Hikâyenin bu noktasında yaşlı adam sessizliğe bürünüp önündeki kuzu etini kenara itti. | Open Subtitles | في هذا الوقت من القصة، صمت الرجل العجوز ودفع لحم الظأن بعيداً |
| Cate itti seni, seni ahmak onu öpmeye çalıştığında... | Open Subtitles | كايت دفعتك ، يا حمار عندما حاولت تقبيلها |
| Beni köşeye itti ve pençelemeye çalıştı... | Open Subtitles | دفعتنى إلى الزاوية .. وحاولتأن توقعنى. |
| Nikki de onu itti, sonra nasıl oldu anlamadım ama kafasını çarptı ve yere düştü. | Open Subtitles | نيكي دفعتها بعيدا , و أنا ليس لدي أي فكرة كيف حدث هذا لكنها ضربت برأسها و سقطت على الأرض |
| Şu antiloplardan bazıları onu uçurumdan aşağı itti. | Open Subtitles | -لقد قام بعض من هذه الوحوش بدفعه عن الحافة |