| İyi örnek olmam gerekiyor. | Open Subtitles | من المُفتَرَضُ أن أكون مثال جيد |
| Bunu konuşmuştuk. Jake'e daha iyi örnek olmalıyız. Güzel. | Open Subtitles | تحدثَـنا عن ذلك نحتاج أن نضع مثال جيد لـ"جايك"َ |
| Evet, sana iyi örnek olmuyorduk ama bugünden itibaren her şey değişecek. | Open Subtitles | نحن لم نكن قدوة حسنة لك لكن بدايةً من اليوم كل هذا سيتغير حسناً؟ |
| Sharks takımın çok iyi örnek oldu. | Open Subtitles | وفريقكٍ القروش قدم قدوة حسنة.. |
| Ayrıca, kadınların hem anne hem de tatmin edici bir kariyer sahibi olabileceğini göstererek, Halley'ye iyi örnek olacağım. | Open Subtitles | بالإضافة إلى ذلك، أنا، أعتقد أنني وضع مثالا جيدا ل هالي، لإظهار لها أن المرأة يمكن أن تكون الأمهات و لا تزال لديها مرضية وظائف. |
| Sence Tony ona iyi örnek oluyor mu? | Open Subtitles | أتعتقد أن توني رفيق جيد ؟ |
| Birincisi, bir papazın bölgesindekilere iyi örnek olması için evlenmesi görevidir. | Open Subtitles | أولاً، أنه يجب على القس أن يكون مثالاً يحتذى به في الزواج |
| Bunu yaparken de kendimize olabildiğince iyi bakmalıyız. Bu konuda en iyi örnek değilim. | TED | وطوال الطريق، نحتاج إلى الاعتناء بأنفسنا أكثر، وهنا، لست أفضل مثال على ذلك. |
| Ama aksine, o bizimkilere iyi örnek oldu. Normalde şu an sarhoş olurlardı. Bobby. | Open Subtitles | ولكن إتضح أن له تأثير جيد عليهم فهم عادة يكونوا ثملين بهذا الوقت |
| Onlar daha ilk adımındalar, onlara iyi örnek olmalıyız. | Open Subtitles | إنهم يبدأون للتو ، نحتاج لوضع مثال جيد |
| İyi örnek olmaya çalıştım. Bedenine bir tapınakmış gibi davran. Bedenine bir tapınakmış gibi davran. | Open Subtitles | لقد حاولتُ وضع مثال جيد "عَامل جسدك كانه معبد" ، " عَامل جسدك كانه معبد" |
| Kötü zevkime en iyi örnek. | Open Subtitles | مثال جيد لذوقي في الذوق السيء |
| Herkeze iyi örnek olalım. | Open Subtitles | لنكون مثال جيد للجميع |
| Anlarsın ya, iyi örnek olmak gibi şeyler. | Open Subtitles | بإلاء مثال جيد |
| Sharks takımın çok iyi örnek oldu. | Open Subtitles | وفريقكٍ القروش قدم قدوة حسنة.. |
| İyi örnek oluyor... | Open Subtitles | يجعل الانسان قدوة حسنة |
| Hâlâ iyi örnek teşkil etmen gerekmediğini düşünüyor musun, Jake? | Open Subtitles | ما زلت تعتقد أنك لست في حاجة إلى أن تكون قدوة حسنة , ( جايك ) ؟ |
| İyi örnek olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون قدوة حسنة |
| Oğluma iyi örnek olmak zorundayım. | Open Subtitles | يجب أن أضع مثالا جيدا لولدي |
| Ona çok iyi örnek olduğunu hissediyorum. | Open Subtitles | انطباعي عنه أنه رفيق جيد جداً |
| Birincisi, bir papazın bölgesindekilere iyi örnek olması için evlenmesi görevidir. | Open Subtitles | أولاً، أنه يجب على القس أن يكون مثالاً يحتذى به في الزواج |
| Size verebileceğim en iyi örnek.. | Open Subtitles | هذا أفضل مثال على ذلك أستطيع أن أقدمه لكم |
| Sana iyi örnek olduğunu düşünmüyorum, anlıyor musun? | Open Subtitles | لا أعتقد بأن له تأثير جيد عليك. أتعلمُ ما أعنيه؟ |