| Adam ikinci sınıf bir kumarbaz olabilir ama karısına söz geçirmesini iyi biliyor. | Open Subtitles | إنّ الرجل لاعب ورق من الدرجة الثانية لكنه يعرف كيف يسيطر على امرأته |
| Çocuk bıçak kullanmayı iyi biliyor diye bu cinayeti onun işlemediğini söyleyemezsiniz. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يمكنك أن تحدد أي الجروح يمكن أن يحدثها ببساطة لأنه يعرف كيف يتحكم بالسكين. |
| Kendini nasıl şımartacağını ve âşıklarına nasıl bakacağını iyi biliyor. | Open Subtitles | تعرف كيف تدلل نفسها لكنها تعرف أيضاَ كيف تعتني بحبها |
| 64 milyon dolar nasıl bulursun sorusunun cevabını ben bilmiyorum ama o iyi biliyor. | Open Subtitles | لا أعرف كيف استحوذ على 64 مليون دولار لكن هو يعرف |
| Kime geleceğini iyi biliyor, değil mi? | Open Subtitles | حسناً، إنه يعرف إلى من يذهب، صحيح؟ إنه يعرف إلى من يذهب |
| İyileşmesini bekleyin. O bunu bizden daha iyi biliyor. | Open Subtitles | فقط لندعها تتحسن، هي تعرف إلى أي درجة تحتاج ذلك |
| Kız arkadaşım neye ihtiyacımız olduğunu daha iyi biliyor. | Open Subtitles | إنتظر انتظر صديقتي تعرف أفضل مني قليلا ما نحتاج اليه |
| Gerçekleri nasıl çarpıtacağını çok iyi biliyor. | Open Subtitles | انه يعرف كيف يتلاعب بالحقائق. لا يمكننا إثبات انها ذريعه. |
| Sizin bütün stratejilerinizi çok iyi biliyor. | Open Subtitles | انه يعلم بكل تحاركاتكم من الأعلى إلى الأسفل |
| Buraları bizden iyi biliyor. Sözünü dinlesek daha iyi sanki. | Open Subtitles | إنها تعرف هذا المكان أفضل منا ربما علينا الأنصياع لها |
| Herkimse, işini çok iyi biliyor. | Open Subtitles | فأياً كان من يكون فهو يعلم بالضبط ما كنا نفعل |
| Boulder işini iyi biliyor! | Open Subtitles | الجلمود يعرف جيداً كيفية الفوز |
| En ön safhada. Bu adamların ne yapabileceğini iyi biliyor. | Open Subtitles | إنه على حق يعرف ما يمكن أن يفعله هؤلاء الرجال |
| Ya telefon şirketindeki mesaj kayıtları değiştirilmiş veya peşindeki adam... aramaları nasıl bloke edeceğini iyi biliyor. | Open Subtitles | إما سجلات شركة الهاتف ملخبطة أو أن المطارد يعرف كيف يمنع الإتصالات من الظهور |
| Şu kadarını söyleyeyim: sinir krizi geçirmeyi iyi biliyor. | Open Subtitles | سأخبرك شيئ واحد إنها تعرف كيف تشتعل غضباً |
| Şarkı yorumlarımı aşırıya kaçmadan övmeyi çok iyi biliyor. | Open Subtitles | انها تعرف كيف تمدح بصوتي القوي بدون قهرهم. |
| Kadim teknolojisini neredeyse benim kadar iyi biliyor. | Open Subtitles | . هو يعرف نفس قدر ما أعرفه حول تقنية القدماء |
| Sokaklarda olan biten her şeyi yapanlardan daha iyi biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف الكثير عما يدور في الشوارع أكثر من الفئران نفسها |
| Bir saat sonra sınavım var ve şu anda kızın, göç kanunu konusunu benden iyi biliyor. | Open Subtitles | لدي اختبار بعد ساعة , والآن هي تعرف عن قانون الهجرة أكثر مما أعرف أنا |
| Ve dünya Suç Direnişçileri'nin kim olduğunu gayet iyi biliyor. | Open Subtitles | والعالم أجمع يعرف بالضبط من تكون المقاومة القرمزية |
| Brandenburg bu pistin her metresini iyi biliyor. | Open Subtitles | براندنبــرج يعرف كل بوصة في طريق هذا السباق |
| Buradaki biri dün akşam neler olduğunu iyi biliyor. | Open Subtitles | يوجد شخص ما هنا يعلم تماما ماذا حدث الليلة الماضية |