| Poponu eller ama buna rağmen dostluk edebileceğin iyi bir adamdır. | Open Subtitles | سوف يشد مؤخرتك رغم أنه رجل طيب لأعرفك عليه |
| Babamı bilirsin. İyi bir adamdır. | Open Subtitles | انتي تعرفين والدي جيداً إنه رجل طيب |
| Hmm, üzüldüm. Eminim kocanız iyi bir adamdır. | Open Subtitles | هذا أمر مُؤسف جداً مؤكد أنّ زوجكِ رجل صالح |
| Büyük bir hata yapıyorsunuz. Benim kocam iyi bir adamdır. Karıncayı bile incitmez. | Open Subtitles | أنتم ترتكبون خطأ فادحاً، زوجي رجل صالح ما كان ليتمكن من التسبب بالأذى لروح واحدة. |
| İyi bir adam nerede olursa olsun, iyi bir adamdır. | Open Subtitles | الرجل الجيد يبقى دائماً رجل جيد لا يهم أين يكون |
| Hayır, Morgan iyi bir adamdır efendim. | Open Subtitles | {\pos(195,199)}لا, لا, (مورغان) رجل طيّب يا سيّدي |
| O iyi bir adamdır. Belki yardım edebilir. | Open Subtitles | إنه رجل طيب ربما بإمكانه مساعدتكم |
| Çok iyi bir adamdır. | Open Subtitles | إنه رجل طيب جداً |
| Hadi, Memar iyi bir adamdır. | Open Subtitles | ميمار ، رجل طيب |
| - Çok iyi bir adamdır. | Open Subtitles | أنه حقا رجل طيب |
| gerçekten iyi bir adamdır. | Open Subtitles | بوث رجل طيب جدا |
| Chuck iyi bir adamdır. | Open Subtitles | صاحب الهاتف رجل طيب جدا |
| Belki iyi bir adamdır, sadece kiraya yardım etmesini istemiştir. | Open Subtitles | ربما هو مجرد رجل صالح ويريد مساعدته مع الإيجار |
| - İyi bir adamdır... sıkıntılı, ama iyi bir adamdır. | Open Subtitles | .. إنّه رجل صالح مثير للمتاعب، لكنّه صالح |
| Konuşmaması için bir sebep görmüyorum. İyi bir adamdır. | Open Subtitles | لا أرى سبب يمنعه من فعل ذلك ، إنه رجل صالح |
| Kocam iyi bir adamdır Peder, ama kiliseye fazla gelmez. | Open Subtitles | زوجي يكون انه رجل جيد لكنه لايكثر الذهاب للكنيسة - شكرا |
| - Kocam iyi bir adamdır. - Albay Childers'de öyle. | Open Subtitles | زوجى رجل جيد وأيضآ الكولونيل شيلديرز |
| iyi bir adamdır. Herkese iyi davranır. | Open Subtitles | هو رجل جيد يجب أن تعاملوه بشكل جيد |
| Bana ne dersen de ama Elijah iyi bir adamdır. | Open Subtitles | قولي ما تشائين عنّي، لكنّ (إيلايجا) رجل طيّب. |
| Moe iyi bir adamdır. | Open Subtitles | (مو) رجل طيّب |
| - İyİ bir adamdır, bir kahraman. - Tabi ki, bir kahraman. O Şovun yıldızı. | Open Subtitles | وهو طيب وبطل - بالطبع, إنه بطل العرض - |
| McPherson iyi bir adamdır. Burada yaptıkları işe itikat eder. | Open Subtitles | . إنّ (ماكفيرسون) رجلٌ جيّد يؤمن بالعمل الذي نقوم بهِ هنا |