| Ve bilindiği gibi gruplar grup içindeki en baskın ya da en karizmatik kişinin fikirlerini kabul ediyor, oysa ki en iyi konuşmacı olmakla en iyi fikirlere sahip olmak arasında hiçbir ilişki yok. Hiçbir. | TED | وعادة معظم المجموعات تقوم بالانصياع لرأي الفرد الأكثر جاذبية و سلطة في الغرفة، حتى لو لم يكن هناك علاقة منعدمة بين الأفكار الصحيحة و طريقة عرضها من قبل ذلك الفرد -- أعني صفر. |
| Basariya ulasincaya kadar iyi fikirlere ulasmakta oldukca iyiydim. | TED | للوصول إلى النجاح ، كنت جيدا في طرح الأفكار الجيدة |
| Londra ana yoldan 30 km aşağıda ve orası iyi fikirlere aç bir sürü film şirketi ile dolu. | Open Subtitles | لندن تبعد 32 كم إنها مليئة بشركات الافلام المستميته على الأفكار الجيدة |
| Çünkü buradakiler iyi fikirlere saygı gösterirler. | Open Subtitles | لأنها هؤلاء مجموعة تحترم الأفكار الجيدة |
| Çabuk başlayıp yavaş bitirmenin yaratıcılığını körükleyeceğinin, fikirlerinizden şüphe duyarak ve deneme korkusunu kucaklayarak kendinizi motive edeceğinizin ve iyi fikirlere ulaşabilmek için bir sürü kötü fikre ihtiyacınız olacağının farkında olun. | TED | اعلم أنك إذا بدأت بسرعة ولكن بطيئاً في إتمام الأمر فهذا يمكن أن يعزّز من إبداعك، وأنه بإمكانك تحفيز نفسك من خلال التشكيك في أفكارك واحتضان الخوف من الفشل، وأنك بحاجة إلى الكثير من الأفكار السيئة للتوصل إلى قليل من الأفكار الجيدة. |