| Bu yüzden Letterman'dan sonra buraya gelmenin ona iyi geleceğini düşündüm. | Open Subtitles | لذا إعتقدت بأنه سيكون جيد له بعد ليتيرمان. |
| Açık yolun sana iyi geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | أترى .. لقد عرفت الطريق المفتوح سيكون جيد من أجلك |
| Ben de ayaklarını biraz dinlendirmenin sana iyi geleceğini düşündüm. | Open Subtitles | حسنا، كما تعلمين هذا دفعني للتفكير. ان استرخاء أقدامك، سيكون جيد لك. |
| Film gecelerimizin ona iyi geleceğini biliyordum. | Open Subtitles | أوه، كنت أعرف أن ليال الفيلم ستكون جيدة له |
| İzinin ona iyi geleceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | اعتقدت حقاً أن الإجازة ستكون جيدة بالنسبة له |
| Sonra O 3 bin doların ilaç faturalarım... için iyi geleceğini düşünmeye başladım... | Open Subtitles | و من ثم كان علي التفكير تلك 3000$ ستكون مفيدة من أجل أدويتي الطبية |
| Bebeğe iyi geleceğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنها ستكون مفيدة لي |
| Bunun ikimize de iyi geleceğini düşünüyorum, bebeğim. | Open Subtitles | اعتقد انه سيكون جيد لنا الاثنان عزيزتي |
| Ellie senin mükemmel biri olmadığını görmenin bana iyi geleceğini düşünüyor. | Open Subtitles | إنّه ليس إيلي) إعنقدت بأنّها ستكون جيدة لي) أن أراك مرتعباً |
| Bebeğe iyi geleceğini söylediler. | Open Subtitles | قالوا أنها ستكون مفيدة للطفل |