| Etrafımızı bizimle aynı düşünen insanlarla çevreliyoruz, birbirimizi onaylıyoruz ve bu gerçekten iyi hissettiriyor. | TED | حيث أننا نحيط أنفسنا بأشخاص نشعر بأنهم مثلنا، ونوافق بعضنا البعض، وذلك حقا شعور جيد. |
| Ama o yerden bir saatliğine de olsa çıkabilmek iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لكنه شعور جيد أن أخرج من ذاك المكان حتى ولو لساعة على الأقل |
| Vay canına, nihayet ait olduğum yerde olmam çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | ياإلهي , شعور رائع أن أكون في مكان أنتمي له |
| "Çok iyi hissettiriyor, çok doğru hissettiriyor" | Open Subtitles | انه شعور جيد للغاية حرية كبيرة,شعور صحيح للغاية |
| Seks iğrenç bir şey olsa da iyi hissettiriyor, değil mi? | Open Subtitles | ممارسة الجنس نوعاً ما مقرف ، ولكن يعطيك شعور جيد ، أليس كذلك؟ |
| Faturalarından kaçmak iyi hissettiriyor, değil mi? | Open Subtitles | شعور جيد وأنتِ تهربين من فاتورتك ، أليس كذلك؟ |
| İlk defa geçimi sağladım. İyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لأول مرة أُصْبِحُ مصدر الدخل ، إنه شعور جيد |
| Doğruya doğru şimdi. Ağlama, iyi hissettiriyor insana. | Open Subtitles | لن أكذب على الرغم من ذلك شعور جيد أن تحصل على بكاء |
| Bir konuda küçük kız kardeşimden daha akıllı olmak çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | شعور جيد ان اكون اذكى من اختي الصغيرة في بعض الامور |
| Bunların bir parçası olmak gerçekten iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | أعتقد بالنسبة لي إنه شعور رائع أن أكون جزءاً من هذا |
| İnsanları Yoma'lardan kurtarmayı bir iş olarak yapmamak düşüncesi çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | إنه شعور رائع جدا أن يتم إنقاذ الناس من "اليوما" دون الشعور بأنه واجب عليك |
| Yüksek sesle söylemek çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | .إنه شعور رائع قول ذلك بصوتٍ عالي |
| Bilmiyorum yapmalımıyım, fakat bana iyi hissettiriyor! | Open Subtitles | لا أعرف إذا كان ينبغي لي ، ولكن جي يشعر بالارتياح! |
| Doğru şeyi yapmak, kesinlikle iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | نعم ، بالطبع هو شعور جيّد عندما تفعل الخيار الصائب |
| Sanki izleniyorum gibi geliyor,biliyorum bu delice, bu beni iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | حسناً ، وكأنني مراقب وهذه جنون ، وهذا ما يجعلني أشعر بتحسن |
| Sevdiğim birine kıyak geçmek kendimi iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | يجعلني أشعر أنني بحالة جيدة أن تفعل شيئا لطيفا لشخص أحبه |
| Ben kendim de biraz utanıyorum ama bu iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | و أنا كذلك أشعر بالخجل نوعا ما لكنه شعور جميل |
| İşte bu yüzden insanlar onu sever. Onlara kendilerini iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لهذا يحبه الناس , يجعلهم يشعرون شعور طيب بأنفسهم |
| Sıcak gerçekten iyi hissettiriyor değil mi? | Open Subtitles | الحرارة تبعثُ شعوراً جيداً للغاية، صحّ ؟ |
| Elime dokun. Tanrım, çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي، أن يشعر جيدة جدا. |
| Nedir bilmiyorum ama iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | لا أعرف لماذا ذلك لكنه فقط يشعرك بالارتياح |
| Doğru şartlar oluştuğunda itiraf etmek bile iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | حتّى أنّ الاعتراف يمنح شعورًا جيّدًا في ظلّ الظّروف المُناسبة. |
| Dürüstçe çalışmak iyi hissettiriyor mu? | Open Subtitles | والآن , أليس شعورٌ جيد أن تقوم بعمل شريف ؟ |
| Evet, zaman zaman birilerini öldürüp, paramı alıyordum ve bu bana kendimi iyi hissettiriyor olabilir, ama parayı sadece daha çok içmek için harcıyordum. | Open Subtitles | أَعْني، متأكّد، أحياناً، انا اقتل شخص ما ثم اقبض المال وهذا يجعلنى اشعر بالارتياح |
| Bu da kendimi çok iyi hissettiriyor. | Open Subtitles | إليها الناس عادةً وهذا يجعلني أشعر بالإرتياح |