| Biliyorum iyileşmeden hemen öncesi en kötüsü ama yemin ediyorum ki iyileşeceksin. | Open Subtitles | ستسوء الأمور قبل ان تتحسن لكن أعدكِ انها ستتحسن |
| Bazen doktor iyileşmeden kendini çok kötü hissedeceksin der ya? | Open Subtitles | أنتِ على معرفة بمقولة الأطباء ستمرّ بحالة صعبة،قبل أن تتحسن حالتك |
| Ne yazık ki AIDS iyileşmeden önce daha kötüye gidiyor. | Open Subtitles | لسوء الحظ، أزمة الإيدز ستسوء قبل أن تتحسن |
| Bunun yanında, eğer onları o tam olarak iyileşmeden kapatırsak, ...sadece birkaç kırık kemiği olacaktır. | Open Subtitles | و فضلا عن ذلك ، إذا أغلقناها قبل أن تلتئم بشكل سليم فكل ما سيكون لديها هو بضعة كسور في العظام |
| Seni hapse girmekten kurtarmak ve başkanlığa devam etmek için daha yaralarım iyileşmeden hastaneden çıktım. | Open Subtitles | وأجبرتني على الخروج من المستشفى قبل أن تلتئم جراحي لأنقذك من السجن وأحافظ على وظيفتي؟ |
| Daha tam iyileşmeden seni işin içine attım. | Open Subtitles | أن أقوم بأبعادك قبل أن تتعافي تماماً |
| Bazen hastalar, iyileşmeden önce kötüleşir. | Open Subtitles | أحياناً، تزداد حالة المرضى سوءاً قبل أن تتحسن |
| Tıpkı en yakın arkadaşının iyileşmeden önce yaptığı gibi. | Open Subtitles | مثل صديقتك المفضلة قبل أن تتحسن |
| İyileşmeden önce işlerin daha kötüye gitmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن الأمور ستزداد سوءا قبل أن تتحسن |
| İşler iyileşmeden önce kötüleşecek, değil mi? | Open Subtitles | ستسوء الأمور قبل أن تتحسن , أليس كذلك؟ |
| Yaralar iyileşmeden önce daha da kötüleşecek. | Open Subtitles | الكدمات ستزداد سوءاً قبل أن تتحسن |
| İyileşmeden önce daha da beter olur. | Open Subtitles | -سيصبح أسوأ بكثير قبل أن تتحسن |
| Missouri'deki sivil savaşın yaraları daha iyileşmeden demiryolları, toprakları çalmak için yayıla yayıla geldi. | Open Subtitles | وحتى قبل قبل أن تلتئم ... جراح الحرب الأهلية في "ميزوري"، جاءت طرق السكك الحديدية بشكل هائل لسرقة الأرض |
| Ama daha iyileşmeden kurtarmayı düşünmek... | Open Subtitles | ولكن حتى التفكير في إنقاذ الآخرين، قبل أن تتعافي... |