| Bunlardan bir tanesi çoklu sklerozun semptomlarını azaltıyor. Diğeri de T-tipi hücreli lenfoma denilen bir çeşit kan kanserini iyileştiriyor. | TED | واحد من هذا يسكن أعراض تصلب الأنسجة المتعدد؛ والآخر يعالج نوع من سرطان الدم الذي نسميه لمفوما الخلايا التائية. |
| Yaptığımız her şey sadece sana daha çok zarar verdi. Bu şey kendisini iyileştiriyor. | Open Subtitles | كل ما فعلناه كان يزيد من ألمك هذا الشئ يعالج نفسه تلقائيا |
| Her şeyden öte insanları iyileştiriyor ve cerrahi şef, tek bir hastasından bile asla umudunu kesmedi. | Open Subtitles | فوق كل شيء هو يعالج الناس و كرئيس الجرّاحين هو لم يتخلّى عن أي مريض, أبداً |
| Çoğunlukla sakatları iyileştiriyor gerçi, ama eminim senin içindeki Üçüncü Dünya İblisi'ni çıkarmak için gönüllü olacaktır. | Open Subtitles | هي تعالج أصحاب العكازات و الكراسي المتحركة عادة و لكنني متأكدة من رغبتها في مواجهة ذلك الشرير القادم من العالم الثالث الذي بداخلك |
| - Bak, aylardır bunu düşünüyor kırık ayağını iyileştiriyor ama işe tam döneceği sırada midesinden hasta mı oluyor? | Open Subtitles | - لقد كانت راقدة في المنزل لبضعةِ أشهر- تعالج ساقها المكسورة وقبل أن تعود مباشرةَ إلى العمل تصاب بأنفلونزا في معدتها |
| Vücudunuzda dolaşıyor ve sizi iyileştiriyor. | Open Subtitles | تتحرك فوق أجسادكم لتشفيكم |
| Beni iyileştiriyor olmasaydı suratına geçirirdim bir tane. | Open Subtitles | لولا انه يعالجني ويجعلني أفضل كنت لكمته بوجهه |
| Ben dergilere seyahat makaleleri yazıyorum ve Rory de hastaları iyileştiriyor. | Open Subtitles | أنا أَكتب مقالات عن السفرِ للمجلات وروري يعالج المرضى |
| - Kendini hücresel olarak mı iyileştiriyor? | Open Subtitles | يعالج نفسه على المستوى الخلوي؟ |
| Hastayı sihirle iyileştiriyor. | Open Subtitles | أنه يعالج المرضى بالسحر |
| Hastaları iyileştiriyor öyle mi? | Open Subtitles | يعالج المرضى؟ |
| Steele çocukları iyileştiriyor. | Open Subtitles | (ستيل) يعالج اسنان الصغار. |
| Cinco'yu iyileştiriyor. | Open Subtitles | -إنّه يعالج (سينكو ). |
| Her yarayı iyileştiriyor ve canavarlar onu bizden saklıyor. | Open Subtitles | تعالج أي جرح الوحوش تخفيها منّا |
| Şimdi de inançla insan iyileştiriyor. | Open Subtitles | . إنها تعالج بـ الإيمان الأن |
| Pitou, Kite'ı değil; kendisini iyileştiriyor. | Open Subtitles | -بيتو) تعالج نفسها، وليس (كايتو) ). |
| - İnsanları iyileştiriyor! | Open Subtitles | هي تعالج الناس |
| Neden Pitou'nun kolunu iyileştiriyor? | Open Subtitles | لمَ (بيتو) تعالج ذراعها؟ |
| Vücudunuzda dolaşıyor ve sizi iyileştiriyor. Şimdi, böyle devam edin. | Open Subtitles | تتحرك فوق أجسادكم لتشفيكم |
| Ve bak şimdi beni yine O iyileştiriyor | Open Subtitles | و الآن انظر, إنه يعالجني |