"iyileştirmeye" - Translation from Turkish to Arabic

• معالجتها
• شفاء
• تأهيل
• لأعالجك
• علاجها
• شفائك
• شفائه

Staf enfeksiyonu vardı. Ben de onu iyileştirmeye çalışıyordum.
انها مصابة بعدوى خطيرة و التي كنت احاول معالجتها

Son dakikada dramatik bir şekilde Amerika'yı iyileştirmeye çalışıyorum.
أساعد على شفاء أمريكا بأسلوبٍ مثير في الساعة الحادية عشرة

İmkân dahilinde tüm hastaları iyileştirmeye çalışıyoruz ve onları topluma geri kazandırmaya çalışıyoruz.
هذا ليس بسجنٍ. إنّنا نأمل إعادة تأهيل المرضى بقدر المُستطاع، ولنجعلهم يلحقون مُجدداً بالمجتمع العامِ.

Hayır, seni iyileştirmeye geldim.
كلا، لقد جئت لأعالجك

Onu iyileştirmeye çalıştığınız için minnettarım ama şu anda halkın güvenliğini garanti edebilir misiniz?
الآن، وأنا أقدر أنك تحاول علاجها ولكن في هذه اللحظة،هل يمكنك ان تضمن لي أن العامة من الناس سوف يكونوا في آمان؟

Bu senaryoda doktorlar tabii ki iyi adamlar, çok ustalar ve kendilerini sizi iyileştirmeye adamışlar.
وبالتاكيد، الأطباء هم الأفضل في هذه السيناريوهات. لأنهم محترفين ومكرسين أنفسهم لأجل شفائك.

Yakınlardaki tüm shamanlar onu iyileştirmeye çalıştılar. Kimse başaramadı.
جميع الأطباء السحرة القريبون حاولوا شفائه لم يقدر أحد

Ben onu iyileştirmeye çalışıyordum.
حاولت معالجتها.

Ben onu iyileştirmeye çalışıyordum.
كنتُ أحاول معالجتها

İyileştirmeye olan yeteneğine inanmalısın. Bu kadar basit.
و بقدراتك على شفاء الآخرين الأمر بتلك البساطة

Bazen birini iyileştirmeye çalışıp başarılı olamam.
أحياناً ما أحاول شفاء شخصاً ما، وأخفق بهذا.

Sen de yanlış bir şekilde zan altında bırakılmış biri olarak bu proje de imajını iyileştirmeye başlamak için mükemmel bir yer.
وكونك كرجل مُتهم في جريمة قتل هذا المؤتمر هو المكان المثالي بالنسبة لك لبدء إعادة تأهيل صورتك

Burada kurtarmaya, iyileştirmeye ve serbest bırakmaya inanırız.
حيث أننا نؤمن في إنقاذ، وإعادة تأهيل وإطلاق سراح الحيوانات.

Buraya seni iyileştirmeye geldim.
لقد آتيت لأعالجك.

6 aydır iyileştirmeye çalıştığımız bacağı aynı yerden kesildi.
أبي ...ليس هناك فرصة لقد قفزت على الساق التي كنا نحاول علاجها في الستة شهور المنصرمة

Çünkü onu iyileştirmeye çalışan kişi Helen'miş.
لأن (هيلين) كانت تحاول علاجها

Seni iyileştirmeye çalıştığımda bir parçanın hala insan olduğunu görebildim.
عندما كنت أريد شفائك أعلم أن جزءاً منك عاد بشرياً مجدداً

...Ortada bir yara varsa, onu iyileştirmeye çalışmalıyız...
"إذا وجد الجرح ، يجب أن نحاول شفائه