| En iyilerinden biri olduğunu söylüyorlar. Gerçekten çok hoş biri. | Open Subtitles | يقولون أنه من أفضل الأطباء ولكنه حقاً شخص لطيف |
| Jeffersonian'daki kreş ülkenin en iyilerinden biri. | Open Subtitles | الجيفرسونيون لديهم واحد من أفضل مراكز الأطفال في البلاد. |
| Fear, Amerika'nın eğer en iyisi değilse bile, en iyilerinden biri. | Open Subtitles | الخوف واحدة من أفضل في أمريكا، إن لم يكن أفضل. |
| Onlarla çalışarak dünyanın en iyilerinden biri olan ipliklerden ürettik, iplikler polyester elyaf ve pamuk liflerle örtülü metalik alaşımlar içeriyor. | TED | وبالعمل معهم، أنتجنا واحدًا من أفضل الخيوط في العالم، يتكون من خليط معدني رقيق ملفوف حوله ألياف من البوليستر وألياف من القطن. |
| Alanındaki en iyilerinden biri, Bir profesyonel. | Open Subtitles | ذو خبرة، و من أفضل الأطباء في مجاله |
| En iyilerinden biri herhâlde. | Open Subtitles | برأيي، انها واحدة من أفضل الشركات |
| Sadece bilimle uğraşmıyorsun, ilginç bilim insanlarıyla da tanışıyorsun, tıpkı tez danışmanım Revi Sterling gibi. Kesinlikle en iyilerinden biri. | TED | فلا تقتصر على التغطية العلمية، لكنك تقابل علماء مثيرين للاهتمام أيضًا، مثل مستشارتي في الدكتوراه (ريفى سترلنغ)، وهي من أفضل الباحثين هناك. |
| İşte en iyilerinden biri... | Open Subtitles | هذه من أفضل ... |
| En iyilerinden biri. | Open Subtitles | واحدة من أفضل. |